FİLYOS ÇAYI ÖFKESİNE AĞIT

Bugün sıcacık başladı nisan,
papatyalar açmış,
Poz vermiş çiçek yüzlü güzeller
Mutluluğu koklarken güneşinde Anadolu’mun

Eriyorken dağların karı ak, ak akmıyor
Çaylar, dereler, barajlar taştı, öfkelenmiş
Kışın soğuklarına, kan çanak sel olmuş sular,
Götürüyor ne bulursa geçtiği yollarda.

Bir tarafta silahlar kan kusuyorken
Anadolu’mun yanı yöresinde,
bakamaz oldular as dertlerine,
Yayarken geçmişe öfkelerini,
Yıkılan yaşlı köprüler düşerken;
Canlar çığlık atınca, ancak duydular,
Öfkeli Filyos çayı sularının sesini.

Çaycumalım şaşkın, gözler boşlukta,
Bir beyaz taksiden canlar kurtulabildi
Sevinç alınmış, kan batak azgınlaşmış sudan,
Yeniden yaşama sevinci gözyaşlarında
Bahar çiçeği açıyordu mutluluğa.
Ne yapardı çocuklarım derken, şükür bu bağışa.

Doğanın acımasızlığına
Boyun bükülmüş umarsız,
Takdirine sığınılır tesellinin, ne diyelim oy!
Azgınlaşmış öfkeli Filyos Çayı sularına


Düşünmek gerekmez mi derin, derin.
Bir taraf bahar sevincinde,
Bir taraf kan ağlar çaresizliğe,
Gözler yürekler sızlıyor gönüller
Umutsuzluktan umut beklerken,
Kan batak kar suları kaç kez,
Yükselerek geçti o köprünün altından,
ayaklarına vururken,
Ömür nedir ki; tükenir ve tükenmiş,
Farkında olunmuyor sevinçlerde,
Ansızın sonsuzluğa göçüp giderken,

Bakıyorsun kin min peşinde
Basıyor mührü geçmiş ya eline,
Bakıyor asırlar öncesi karanlığa.
Bu bahar hüzün olup akıtıp geçti
Altmışlık düşünce ürünü köprüden,
Unutulmaz ağlatan yazgı oluverdi
Güzel canlarımız çaresizlikten.

Geçmiş olsun Yoğurdun Yeşil Prensi,
Başımız sağ olsun Çaycumalım!
Ağlayanlar da bizleriz, giden canlar da,
Nisanların ilk haftası cuması
“Yas günüdür” bizlere, düşünene
Daha acısı olmasın diyelim dua ederken.

Çaycuma’mın ırmağı,
var mıydı acaba nedir ahı?
altmış yıl bekledi, bekledi de oy, oy!
Cuma günü aldı on beş canımızı
Filyos Çayı, bu öfken niye, kime?


Çaycumalım bekleşir bakar eski köprüye,
Umut arıyor yaşlı gözleriyle
Deli akan suların köpüğünde,
Yıkılıyor umutları son sözlerde,
Yolculuk son dedi, kar suları,
İşte namın da duyuldu Türkiye’mde,
Filyos Çayı öfken kimeydi? Kime!

Dünya budur, güldürür; ağlatır da,
Yangın yakar, kor eder yürekleri,
Deprem yıkar, kör eder yolları,
Sular da sel olunca, tanımaz canları,
Filyos Çayı acımadın güzelime, gencime!
öfken kimeydi, kime?


Yazgıdır, rengarenk, geçilemez,
Nedir diye yazdırana sual edilemez,
Sabırla yürünen bu yol ki bilinemez,
Sular sel olur yıkar, akar gözyaşları.
Filyos Çayı öfken niye, niye Yeşil Prensi’ me?


Çaycumalım yastasın giden canlarımıza,
Kucaklaş umutsuz olma yarınlarımıza,
El kaldırıyoruz yapılacak tüm dualarımıza,
Derdin bu muydu Fİlyos’ umun suları?
Vadi’ mi önemsemediler diye mi yıkıldın üstümüze?

M. Paşakahyaoğlu 11 Nisan 2012

( Filyos Çayı Öfkesine Ağıt başlıklı yazı Mehmet Paşa tarafından 20.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.