Ey Çoban
EY ÇOBAN!
Doğa ile iç içe, yaşıyorsun yıllardır
Gönül kuşun yuvadan uçmadı mı ey çoban?
Karakışın karında, ruhunu ısıtacak
Sevda kardelenlerin, açmadı mı ey çoban?
Gönlün kapılsın da gör, bir dilberin çarkına
Dünyan tersine döner varamazsın farkına
Figan eyler kavalın, hüzün yağar şarkına
Gönlün daha birini seçmedi mi ey çoban?
Güllerin kokuları, bülbüle davetiye
Haber salar “sevdiğim, bekliyorum gel” diye
Aşığın maşukuna, yüreğidir hediye
Sinen, sevda yüküyle göçmedi mi ey çoban?
Dağların yamacında çimenlere uzanmış
Su diye sayıklamış, terlemiş, bağrı yanmış
Başucunda beklerken, birdenbire uyanmış
Ahu gözlü suyundan, içmedi mi ey çoban?
Şu karşında duranın, yüzü ay gibi berrak
Kirpiğini kudretten taramış sanki tarak
Gel çobanım gel diyor kucağını açarak
O an dilin dolaşıp, sürçmedi mi ey çoban?
Sevenler ömür boyu sevda yükü taşırlar
Maddeden uzaklaşıp, manaya yaklaşırlar
Çaresi vuslat olan maraza bulaşırlar
Yolun sevda şehrinden, geçmedi mi ey çoban?
(
Ey Çoban başlıklı yazı
A.Hadi BAY tarafından
23.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.