Kardelen
sokağındayım
Baharın en münbir hazzını
aşikar kılan sırla başbaşayım
Kuşların sesiyle
sanki şevkin pervazlarında
ibretin senasını okumalıyım
Yeise
iten ne varsa,
kalbi burkan umut vaktine
sabırla yakarsada mütebessim olmalıyım
Heryer
şimdi yemyeşil
Ne kadar güzellikleri barındırıyor,
her biri alem olarak bakıyor
Peki, ruhuma
ve kalbime neyi hatırlatıyor
ve naif bir eda ile neleri anlatıyor
İnsan olmak
ne büyük saadet,
kulluk nasibi en beliğ sürur
ve vuslatın aşkını halde yaşatıyor
Kimi vakit
kırılmıştır ümitler
Çaresizlik içinde beklerken,
güç ve takat çekilirken dilekler
Medet
umar her nefesten,
çare arar olur olamadık
şeylerden ve hatta gaipten
Mazinin
latifliği bu kadar uzakken
halimden,günübirlik yaşamaya,
neden mücbir suali hakken
Bir yaşlı
teyzeyi farkediyorum
Beli bükülmüş, mecali kalmanış,
çer çöp topluyor kendi halinde
Kimbilir
evla-ü iyali nerde,
hangi meşgalenin ayak
izlerinde ve nasip için badirede
Medeniyet
telakkisi niye esir ediyor,
en güzel ve özel zamanlardan
arileştiriyor, bitap bırakıyor
Tekneloji
hastalık olmamalı
Muhabbet ve irşattan
sarf-ı nazar ile uzaklaştırmamalı
Bu kadar
yılgınlık ve yıpranmışlık
bir şekliyle huzur ve sürurla
bertaraf olup yaşanmalı
Bıktıran
ne varsa, ruhu ve kalbi
bizar bırakıyorsa, derhal
bir hal yoluyla bu çileden kaçınmalı
Teyze
ocak kurmaya başladı
Ne hikmetse bu kadar sakin ve
güzellik karşısında çileye adanmış
Kalan nefesi
ahın kadrine bulanmış,
neşe ve muhabbet adına
şevk gönlünden uzaklaşmış
Bu hale
gelene kadar kimbilir
nelere katlanmış, yaşamak için
bin hüznü sinesinde sabırla yaşatmış
Bilsem nedir
umudu ve solgunluğu
İnsan olmanın,
ruhu ve kalbi bitap bırakmanın,
çaresizliğe katlanmanın zorluğunu
Nasıl
merak ettim,
sual etmek istedim,
selam verip dikkatini çekmeyi
diledim ama çekindim
Çünkü
çok üzgün bir hali vardı,
perişanlğı ne kadar ayandı,
içim titredi, sırı hikmeti bilinmez, dedim
Mustafa CİLASUN