Geçer
’Şu yalan dünyanın sonu bir hiç imiş,akşam gelip konan sabah göç imiş’
Pir Sultan Abdal
eloğlu bürünür atlas dünyasına
senin pusatın bir kara sevda
tenhalarda üşüyen yalnızlığınla
ağırdan koyulunca göç yollarına
yüreğinden gam yüklü kervanın da geçer
kapatır gül kapılarını gönül sarayın
akar çeşminden kanlı yaşların
düşer avuçlarına bir katre ahuzarın
susar bülbül-ü şeyda viran olur bağların
dilini yaralayan feryad-ı figânın da geçer
gün geç kalır doğan güneşine
usul usul dolanır ay gecenin beline
hasretin saçılır yıldız gibi senelerine
sultan olunca sabır illerine
cefasını sürdüğün âlem-i devranın da geçer
uçar visalin sinesinde beslediğin umutlar
resmetse de ömrünü aharlı kağıtlar
çürür kalemi inşa eden dallar
bilene ne gerek, bilmeyene nasihât var
kaşlarının dağına yazılan fermanın da geçer
an gelir sözün geçmez can kalene
tutarsın yelkovanın akrebini ellerinle
kırılır zaman kadranı dökülünce
yıkılır burçların bir deprem sessizliğinde
vücud-u şehrinden bu can da geçer
Seyran Tankuş
Seslendiren:/İ./
(
Geçer başlıklı yazı
Seyran tarafından
27.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.