UTAN UTAN
Müslüman’ım deyip, rezil yaşıyorsun.
Bir gün olsun Yaratanını anmıyorsun.
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Berzah âleminden haberin yok.
Âhiret âleminden bilincin yok.
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Müslümanlık dille, sözle olmaz ki,
Gönül bu, dünya malına doymaz ki,
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Bazen kadere kahır edersin.
Münafıklara selam verirsin.
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Gıybet, dedikodu mirasın mı?
Yediklerin helal mi, haram mı?
Müslüman’ım demeye utan, utan.
El, dil, göz, koku, dokunma zinası.
Olmuş bedenlerimiz fuhuş binası.
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Dar-ı perişan olduğuna gelir aklına.
Hani çok güveniyordun dostlarına.
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Bedenin mi hamal, ruhun mu bilmezsin.
Bu nimetleri verene neden şükretmezsin.
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Helal, haram, demedin yedin içtin.
Zevk, eğlence deyip kendiden geçtin.
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Müslümanlığı, Müslüman gibi yaşamıyorsan,
Allah demeye, Resulü demeye koşmuyorsan,
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Mevki, makam uğruna satmışsan ruhunu,
Dört hokkabazda arıyorsan umudunu,
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Yıkılır dünyada yıkılmaz sandığın ne varsa,
Eğer zerre kadar yürekte Allah aşkı yoksa
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Müslümanların düşmanlarını dost edinmişsen,
Dünyalıklar için aşağı derekelere inmişsen,
Müslüman’ım demeye utan, utan.
Bir garip Yaşar’dır hep dertli söyler.
Bütün insanların secde etmesini diler.
Gök kubbe altında kardeşlik ister.
Secde etmeyen olsun divaneden beter.
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan