Hangi tını değiştirir ki anlatacaklarımı?
Nereden bilirim götürdüğü yerleri?
Dokunup hissetmeseydim öncesinden…
Anımsatır elbette açığa çıkarır.
Habersiz olduğun;
Muhtemelen kendinden bile sakladıklarını.
Silip süpürür yüzeyselliğini.
Bir dik dalışta iner derinlerine…
Tepetaklak hal alırken duyguların…
Tutuklu ilan eder seni!
Var olan yaralarını açar orta yere.
Depreştirir! Bakmaz gözünün yaşına…
Bir vesiledir tını…
Biriktirdiklerini fazlalıklarını haber verir sana.
Çöp yığınlarının arasından çekip alır yüreğini.
Hafiflersin; tüm ağırlıklarını boşaltırcasına…
Ne müneccimdir ne bir çırpıda öğreten her şeyi.
Sende var olanı alır; onu sana seni ona kavuşturur.
Uyuttukların uyanır sadece.
Kulağını tırmalar çığlıkları…
Etrafına bir bak o an!
Yoktur senden başka ses duyan…
Sana göre kopar tufanlar…
Etraf uykuda halen…
Yaşanmışlığını sererken gözler önüne.
Herkese bir başka dokunur.
Ayaklanır yürekler karışır kafalar.
Ne yürekler karışırdı ne kafalar…
Bilinseydi;
Tını aynı tını! Hikayeler farklı!