Çaresizlik Cehennemi
Gözlerimi sevginle dünyaya açıp sıcaklığını sıcaklığım bildiğimde,
ninnilerin huzur olmuştu çığlıklarıma.
Sen gülüşlerinle büyütürken beni, ben masumiyet çağımı yaşıyordum henüz.
Yorgunluğuna huzur aradığın gecelerde ne çok böldüm çığlıklarımla uykularını.
Zaman, dertlerini çığlıklarımla unutmanın adıydı henüz.
Sen öpünce, gülüşlerim, senin gözyaşların kadar masum olurdu. Benim
bakışlarımsa senin ellerin kadar temiz.
Sen beni kucağına aldıkça, hayat bana cennetin kokularını getirirdi. Hayatıma
sıcaklığından gelen huzur, ellerin kadar yumuşak, uykularım kadar derindi.
Gerçekler bana dünyanın dertleri kadar uzaktı. Ağladığımda, hep yanımda sen
vardın.
Ne güzel masallar anlatırdın bize. Ne çok sevinçler yaşadın bizimle. Mutluluk,
sana huzur verenleri koşulsuz sevmekti. Sevgi, ben ağladığımda o merhamet dolu
ellerinle benim gözyaşımı silmekti. Öksürdüğümde şurup, ateşlendiğimde ilâç
yetiştirmekti.
Ağlarken beni görsen, gözyaşlarını silerdin. Senin acılarını yok eden en büyük
mutluluk bendim.Hasret, ümitsizliğin yarattığı gecelerde benim acılarıma
benimle üzülmekti.
Senin için ben, hayatın acılarında yalnızlığını yok eden ses, hayatın
gecelerinde gönlüne huzur veren ışıktım. Senin için ben, sevinçlerinin tohumu,
ümitlerinin gülüydüm. Yüreğin hasretin azaplarını görmemişti henüz.
Sana böyle mi veda edecektim ben, annem? Bir çift söz bile söyleyemeden
birbirimize, ölümün donuk bakışlarını mı bulacaktım ben senin o gül yüzünde? Bu
nasıl ayrılık? Bu nasıl ölüm böyle?
İşte hasret bitti geldim, annem? O donuk bakışlarınla susma ne olur, o tatlı
dilinle bana bir şeyler söyle! Seni kucaklamak için ellerim var. Ama
kucaklatmıyorlar. Sana dökecek gözyaşlarım var, ama ağlayamam. Mahkuma gülmek
gibi ağlamak da yasak! Bize hak dağıtmakla yükümlü adaletin kanunu böyle.
İşte hasret bitti geldim, annem! Kalbimde cehennem azabı, ellerimde
kelepçelerle.
Adaletin merhameti seni kucaklamama yetmiyor. İşte geldim, annem! O donuk
gözlerin artık beni göremese de, ben seni gördüm, annem! Kelimelerin kudreti de
adaletin merhameti gibi. Derdimi dindirmeye yetmiyor.
Bilmem, nasıl anlatayım sana derdimi, annem? Sen hasta yatağında hasret
çığlıklarıyla yüreğini dağlarken, ben hücremde çaresizlikten kahrolurdum.
Cehennemlerin en korkuncu çaresizlik cehennemiymiş.Adaletin merhametsiz
kanunları yüzünden derdine çare olamadım. Affet beni, annem, affet beni!
Sen yaşarken, ben dışarıdaki varlığından güç alırdım. Katlanırdım, hücremi
boğan cehenneme.Senin dışarıda yaşadığını bilmek, teselli verirdi yüreğime.
Şimdi hücreme hükmeden kuvvet içimde yangın yarattı. Düştüm hasretin
çaresizliğinden ıstırabın cehennemine.
Akıyor şimdi ıstırabım damla damla içime. Şimdi kollarım ümitlerim gibi kırık.
Çığlıklarım dudakların gibi sessiz. Söyle şimdi ben nasıl yaşarım, annem? Şimdi
ben nasıl yaşarım sensiz?
Mezarına toprak da atamayacağım için affet beni, annem! Adalet denen kudret
böyle istiyor. Merhameti yücelten her dinin bir vicdanı var, ama kanunu
yücelten adaletin vicdanı yok.
Burada adaletin sana ağlamam için bana verecek zamanı yok.
Affet beni, annem, sağken seni göremediğim için. Senin soğuk bedenine sarılıp
ağlayamadığım için. Gidip mezarına toprak atamadığım için, affet beni!
Anla beni ne olur,annem, anla beni!
Hücremdeki cehenneme dönünce, hayalimde kefenler, hasretimle kucaklarım ben
seni.
(
Çaresizlik Cehennemi başlıklı yazı
H.Dönmez tarafından
25.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.