tüm masumiyetimle susuyorum sana
çok susuyorum huyuna suyuna
kimliksiz-kemiksiz-
sırtındaki lilith dövmesinin hürmetine

XL bir yalnızlık - yalınlık - sadelik
hep aklıma geliyor 
bulutların ardında koca bir ölüm
koca bir çizgi uçsuz
şimdiki gibi çıplağız öbür tarafta da
tarafın öbür yanında
çürümeyecek bir huzur safında

bu gece tahlil sonuçlarım geldi hayallerimden
bir dolu şey eksikmiş 
anlamıyorum da kimyasal sıkıntılardan
gittikçe eriyormuş her şey
insanlar ve karmaşa - manik depresif oynaşmalar
oysa - oysa radyo tiyatrosu lazım bana
siyah beyaz sesler- düşler- yine
zamanı yalın yapan ne varsa o lazım işte

içimde - içimizde - kaç bin renk sarmaş dolaş
biliyorsun değil mi apış arasından beyine çıkan yalan yolunu
yine de bile bile aldanıyoruz önce gülüşlerimize
sonra konsantre göz yaşlarımıza - ince belli çaresizliğimize
bir sigara daha yakıp bir cümle daha çalıyoruz eskimiş tenlerden
böyle böyle geriye doğru sayıyoruz umutsuzca
böyle böyle kanımız kaynıyor birbirimize
o yüzden nerede kaldıysak oradan devam ediyoruz sevişmeye
hiçbir şey olmamış gibi - hiç birşey oluşmamış gibi
hamlığın verdiği kristalize bir zerafetle
aldırmadan gözlerimizin burnunun büyüklüğüne
yahut çıkmış ve çıkacak sivilcelerimize
yeni yetme ter kokularımıza - 
adrenalin kokan nefeslerimize

son dediğimiz nedir ki diye umursamadan
oysa her göz kırpışımızda acıtırken son-lar bizi
sonlanacaklar bizi biz yapan 
son diyen bir filmin ardından uyuklamanın verdiği umarsızlıkla

sepya rengi omuzlarını öpmeden unutamam hiçbir şeyi
ve söyleyemem hiçbir gerçeği sana
böyle böyle avutuyorum kasıklarımı
ve böyle böyle avunsun istiyorum yirmi dört ayar mahremin
böyle böyle - fısıldaya fısıldaya ulaşmak istiyorum -
rol yeteneği olmayan üçüncü sınıf orgazmıma
ağlayarak - ağlatarak - ve ne kadar mecazi kimsesizlik varsa işte

işte biliyorsun tüm bunlar *- 
tüm bu çerçevesiz çalkantılar
bir değiş tokuşun meyvesi 
sen ondan ben bundan rol çalarak -
irili ufaklı tiradlarla takas ediyoruz çığlıklarımızı

Temennim şudur ki ben bir tohum olayım sende
bazen veyine yavaş yavaş açayım - yokmuşum gibi - 
yokmuşuz gibi - sarararak ve dökülerek
Toprağınmış gibi - usanmadan doğuran
gürültüsüz ve kasvetsiz kuşlar doluşmuş gibi içime
Şaşırdığım, obur bir döngüyle...


Oktay Coşar
( Şaşırtan Döngü başlıklı yazı marcel tarafından 28.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu