Kimi matematik, kimi tarih, kimi coğrafya vs. çalışıyordu. Burası bir etüt merkeziydi. YGS’ye hazırlanan birçok genç burada emek sarf ediyordu. Her ortamda muhakkak marjinal karakterler çıkardı. ..

Emiş de fazla çalışmaktan yorulmuş olmalı ki pencereden dışarıyı seyrediyor, gelen geçen insanlar hakkında yorumlar yapıyor, konuşuyor da konuşuyor… Derken bir seyyar satıcının yemişlerine dikkat kesilerek: Aaaa canım muz istedi, ya şeftaliye ne demeli… Çilek de ne güzel…
Can: _ Aşk olsun Emiş, seyyar arabada bir tek erik kaldı, hem de can eriği… Onu da isteseydin.
Emiş: _ Ne olmuş yani canımız çektiyse…
Can: _ Kızım hamile misin her gördüğünü canın çekiyor?
Emiş: _ Evet, hamileyim. İtirazın mı var?
Can: _ Ya peki kaç aylık?
Emiş: _ Üç
Can: _ İyi dokuz ay sonra doğurursun.
Emiş:_ Geri zekâlı aptal! Üç aylık diyorum, altı ay kalır.
Can: _ Kızım sen eşeksin, eşekler on iki ayda doğurur.

Tüm salon kahkahayla gülüyor, Emiş kıpkırmızı kesilmiş soğuk soğuk gülse de o da kaptırıyor kendini ortamın kahkahasına…
Emiş:_ Aşk olsun Can, ben eşek miyim?
Can:_ Ne yapayım, bu espriyi uzun yıllar sandukamın tozlu raflarında saklıyordum, ne yapayım sana denk geldi, kısmetli kızsın valla.
Yemiş:_ Küstüm, alacağın olsun, konuşmuyorum!

Can’ın yanında duran samimi arkadaşı Tolga, Can’ı dürterek:
_ Yazık oğlum, o kadar insanın içinde rencide ettin kızı, yazık gönlünü al.
Sevda:_ Tolga haklı Can, yazık, çıkışta gönlünü al.
Can:_ Tamam arkadaşlar üstüme gelmeyin. Hem o zaman niye gülüyor? Kıza eşek diyorum, kız gülüyor ya…
Tolga:_ Espri güzel oğlum, ne yapsın kız. Esprinin güzelliğinden mağduriyetini unuttu.
Cemre:_ Gerçekten eşekler on iki ayda mı doğuruyor?
Can:_ Evet, ansiklopedide okumuştum.
Rüya:_ Susun artık ya ders çalışmaya çalışıyoruz şurada! Az bir zaman var sınava!

Bu etüt salonunda en çok ders çalışanların başını çekiyordu Rüya. Ortalığı kaynatanların başında da Can, Emiş, Tolga vs. geliyordu. Rüya bunlara sürekli çatıyor, onların salonda fısıltılarına bile katlanamıyor, sürekli onları fırçalıyordu. Bu yüzden iki taraf da birbirlerinden hiç ama hiç hoşlanmazdı.

Akşam olmuş, herkes evine doğru giderken Can Emiş’e seslendi:
_ Emiş, özür dilerim, kalbini kırdım, hâlâ arkadaşız değil mi?
Emiş:_ Biraz ağır oldu ama herkesin içinde…
Can:_ Haklısın, özür dilerim benim canım arkadaşım…
Emiş:_ Dua et, espri güzeldi.

Böylece o gün güzel son bulmuştu.

Nihayet YGS sınav maratonu bitmiş, en yüksek puanı Can almıştı, o ortalığı kaynatan zıpır çocuk… En çok çalışan Rüya ise düşük bir puan almıştı.

Etüt salonunun başarılı öğrencileri olan Can; Hukuk, Tolga; Türk Dili ve Edebiyatı, Emiş; Felsefe Grubu Öğretmenliği, Sevda; Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Cemre de sınıf öğretmenliğini kazanmıştı ve birçok arkadaş daha üniversiteli olmuştu. Etüt salonunun başarı yüzdesi yüksekti; yüzde altmış çoğunluk artık üniversiteli olmuştu… Rüya ise sadece rüyasında kazanabilmişti.




____________________________________e d i b / a h m e t 











( Kim Eşek başlıklı yazı edib/ahmet tarafından 3.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu