Biraz, Biraz İstanbul Yolluyorum Sana
Biraz, Biraz İstanbul Yolluyorum Sana=
Sana kalbimin ihanet edilen
Gülünü getirdim, ah İstanbul!
Buram, buram acı koksun diye,
Yalnız büyüdü ihanetimin gülleri.
Aşkımızı cihandan büyük tanıdılar,
Bu aşkın uğruna verdim canı,
Senden daha fazla sevdim İstanbul’u;
Bu cana feda eder, diker
Giderim, kabrime gülümü.
Dinle
Biraz, biraz İstanbul yolluyorum sana,
Yağmurdan sonra üşüyor,
Sararmış fotoğrafları görüyor musun?
Şimdi özlemişindir sen İstanbul’u,
Nasıl özlenmez ki?
Gençlik yıllarımızı,
Geçirdiğimiz bebek üstü sıpa tepesini,
Sen uzaktasın, özlersin ya ben?
Biliyor musun?
Kalbimin ihanet edilmiş
Şu karesinde,
Dostlarımın da kalbi sevdalıları var,
Ötedekinde kırılgan kalpler;
Bak bu yana doğru, fısıldayanları
Duyuyor musun?
Biraz, biraz İstanbul yolluyorum sana,
Gül kokularınla;
Sararmış, yırtık, küflenmiş fotoğraflar da
Ah! İstanbul sen bildin, yandın,
Âşıkların da, benim de halinden.
S a k l a /İstanbul sakla,
Kaç aşığın sahte gülüşlerini
‘Seviyorum’ nidası ile yankılandın,
Kaç âşığın doyamadı şiirler yazmaya?
Ben karanlığına, mehtabın da yıldız olmuşken,
Sen diye sevgiyi yağmalıyorken,
Karmaşıklığımın gizemini, isyanımı,
Güzelliğini gördüm bazen.
Dört Mevsiminin
Solmayacak güllerini,
En güzel nakaratınla güfteleşmiş şarkılarını
Karalamışım ben de,
Sana dair bir şeyler işte;
İstanbul ayazında
Gözlerimi kapatıp, zaman içinde zamanı yaşadım,
Gözlerimi kapatıp anıların içinde İstanbul yaşadım,
Biraz, biraz İstanbul yolluyorum sana,
Yaşanılmış işte.
Yoksa
Çok’ mu gördün bana?
Hayalimin ufuk çizgisinde,
Sen deki fırtınası esti bana
Rüyalarımda,
Şu gurbet de, her uyanışımda,
İçimden bir feryat koptu,
Sesim deki nara, boğazın
Mavisinde kayboldu,
Hüzün hüzün yandım sana,
Hasret hasret savruldum,
Beni bir martılar anladı,
Bir de Sarıyer’imin, boğazın suyu.
Bu Yüzden çığırtkanlıklarımla,
Ve bulutlarımın ağlayışı
Bir zaman, zaman içinde,
Yüreğim yangınında,
O zaman içersinde,
Al beni savur,
Al beni at uzaklara,
Biraz, biraz İstanbul yolluyorum sana
Ve ben şimdi,
Bu gurbetin sitemkâr ellerinde
Ve ben şimdi,
Rüzgârların fırtınasın da,
Gözlerimi kapamamla,
Aşkın destanlaşan kitabını
İstanbul’umu yüreğim de yazan.
Ve ben şimdi,
Hiç açılmasın istemedim gözlerimin rüyasında,
Hiç bu zamana kadar dönemeyeceğim,
Dediğim
Zamanın hülyasıyla.
Bir A(Ş)K-ı Mecnunun Leyla’sıyla,
Bu masal şehrin yalanları ile
Bu masal şehrin sahte düşleri ile
Bu masal şehrin sahte gülüşleri ile.
Biraz, biraz İstanbul yolluyorum sana
Biraz, biraz İstanbul yolluyorum sana
Kib@r Gül
(
Biraz, Biraz İstanbul Yolluyorum Sana başlıklı yazı
Kibar-gülüm tarafından
16.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.