Çok evvelden çizilmiş zahmetli ezgiler avuçlarıma
Bazen ayartırlar beni, tekrar ineyim diye merdivenlerimden
Dilleriyle ruhumu kazıp, alıntı yaparlar , tuhaf localarından
Bazı illetler iyidir ama, burguludur, dele dele girer yazgımıza

Bir pavyonun dokuzuncu katında bir terastayım
Tek eşli öykülerimden bir kaçını, kağıttan gemi yapıp yüzdürüyorum
Cümlelerimin arasında kalıp da çürüyen dileklerimi ayıklıyorum
Rüzgar mı daha çok sarhoş ben mi?

Bu şehirde çok kilo aldı yalnızlığım
Hazmedemiyorum midemdeki sertleşmiş ayrılıkları

Transparan bir alfabe, çok ayıp, içi görünüyor
Ört! Ört üstünü! Kalın bir tarihle!
Dolaşma masa masa
Görüyorsun işte, defosuz bir us dahi yok mekanda
Bu mevsimden sonra ehlileştiremezsin hiçbir kalbi

Ağlayan bir şarkının üstüne dökülüyor içim
Çok özür diliyorum herkesten, çok özür diliyorum
Sırf o kadının affına sığınabilmek uğruna

El altından satılan asparagas hikayeler
Bir masal, bir göğüs çatalı ediyor sadece
Buralarda masal, bildiğin şehvet birimi
Masalar sandalyeler toplanırken buharlaşıveren
Acil servisteki doktorların ağzıyla aynı her şey : 
“sabaha bir şeyiniz kalmaz”
Oysa kalsın istiyor herkes,
Bu sabaha, yarınki sabahlara
Kalsın diye sabahlıyorlar, önceki gecelere aldanıp
ama nafile, kimse söz geçiremiyor bahtına

bu kapısı kırık pasaj sadece sana(l) :
en çok sevdiğimiz cümlenin öznesi ölü bulunmuş
yok edenin kimliği belli değil, araştırıyorlar
var tabii şüphelendikleri birkaç şizofren yaşam
kalpleri kırılsın kıyanların!
Yatacak yerleri olmasın, yalandan döşeklerinde!
İşte böyle bed bir dua, ya da hisli bir vaveyla ikimiz adına
Sırf kuma getirme diye, gevrek düşlerime
Seni gidi esrarlı, kanadı kırık kumkuma


Çok evvelden çizilmiş zahmetli ezgiler avuçlarıma
Şimdi yok, uçuşmuşlar sanki, bol kirpikli bir yıldızın avuçlarına
Lüzumsuz bir şakaydı tüm bunlar aslında, ben kendimden hiç dışarı çıkmam
Asla o şişme bebeklerle tanışmadım, isterseniz yüzleştirin

Biradan kanayacak, bu dizeler de sana(l), bayan sisli kreatör : 
Bu kurgusal metafor, armağanım olsun varlığına
Şimdi bana bir iyilik yap hadi, limiti dolmuş hatırım için
Hadi beni sıfırla çarp da, kaybolayım yine kendimde…

Oktay Coşar
( Forsmajör başlıklı yazı marcel tarafından 29.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu