Genelde tabu olarak kabul edilen ve kendince haklı gerekçelere dayanarak arkadaşlarımızın kahir ekseriyette uzak durmaya çalıştıkları bu başlık maalesef yeterince irdelenmediği ve şeffaflaştırılamadığı için sürdürülebilir sosyal platformların ömrünü yeterli nitelik ve nicelikte koruyamamasının en önemli belirleyicisidir kanaatindeyim. Sıklıkla duyarız “ uzun zamandır buradaydı keşke ayrılmasaydı… ne doğru bir kalemdi…. ne iyi bir kalemdi…” vb gibi. Elbette ayrılış gerekçelerini salt bu noktaya tahvil etmenin bir esprisi yoktur ama ihmal edilecek hafiflikte de değildir. Üye memnun ise ve kendisinin bir hatası yok ise neden ayrılsın durduk yerde, arkasından iyi konuşulduğuna göre demek ki sosyal ilişkilerinde de asgari müştereklerde olsun bir olumluluk yakalamıştır.


Hiç kıvırtmanın bir esprisi yok, ben istemem ya da ödül için mi yazıyorum diye anlamsız söylemlerin de gerçek olmadığını hepimiz biliyoruz, kimse kimseyi kandırmasın. Ama burada bir nüansı çok iyi ayırt etmek ve altını çizmek gerekiyor ki ;


Paylaşımın temel ateşleyicisi ve yazdıran güdü ödüllendirme midir ? Elbette kesinlikle “ hayır “ , bu düşünce ile yazılarını kaleme alan bir arkadaşımın varlığına pek ihtimal vermiyorum, veremem de.


Peki ödül motive ve teşvik edici midir ? Elbette, bu kez de “ evet “.


Kriterler neden önem arz eder ? Üyelerin yönetime yani kurucular, seçki kurulu ve editörlere duyduğu ya da duymadığı güvenin temel göstergesidir, hakkaniyetin olduğunu düşündüğü  ölçüde yazdığı sitesini benimser, güvenir ve o ölçüde isteki olur.


Bence bu yazdıklarım da gayet insanı davranış göstergeleridir, ayıbı ve gayıbı olmaz, olmamalıdır.

 

Ben ne kadar bu konunun şahsımla bir ilgisi ve beklentim yok, bireyselleştirmiyorum desem de bazı arkadaşlarım kendi nam ve umutlarıma dair yazdığımı düşünebilir. Amacım sadece doğru bildiğim hususlarda fikir beyan etmek ve bu fikirleri mesnetleştirmeye çaba sarf ederek doğru ise uygulanabiliriliğine  katkı sağlamaktır. Henüz bir aylık üyeyim 14 yazım yıldız almış, 3 yazım da güne seçilmiş, güne seçilenler düz yazılarım ki bu doğaldır zira ben nesir ağırlıklı çalışmaları olan bir üyeyim, birer dörtlükten oluşan “ barış “ serisi şiirlerimi çıkarsak neredeyse yarı yarıya bir oran söz konusudur. Kendimi ifade etmek ve açıklamak durumunda değilim, ayrıntıya girişimin tek sebebi var ki kendi mütevazi ölçülerimce böylesine bir performans yakalamış iken şahsi beklentilere yönelik bir yazı kaleme almam için tabir-i caiz ise kafayı yemiş olmam gerekir, neredeyse iki güne bir ödüllendirilmişim, daha ne olsun, Allahtan belamı mı ararım : )) ??

 

Ben bu siteyi çok seviyorum, öyle böyle değil, laf olsun torba dolsun cihetinden de değil. Siteme sosyal sorumluluk anlayışım çerçevesinde haddimi bilerek, diğer arkadaşlarımın ve yönetimin haklarına saygılı kalarak / davranarak kendimce katkı sağlamaya çalışıyorum, çünkü başarısının sürdürülebilir olmasını istiyorum. Site benimle mi geldi bugünlere, elbet hayır, bana gereksinimi mi var, hem çok hem de hiç yok, bu resime baktığımız açıya göre değişir. Sitesini seven bir üye olarak benim bu tür düşünce lükslerim yok, bunca yararlandığım bir platforma yararlı olmaya çalışırım hep, zira ben de buradayım ve sonuçlarından herkes gibi ben de nemalanacağım artı ya da eksi yönde, kendi adıma tribünden seyredemem, seyredene de bir çift laf etme tasarrufum yoktur, herkesin kendi sorumluluk anlayışıdır, ağzımın üç beş kelam yapıyor olması bana başkaları hakkında fikir beyan etme haddini de seviyesizliğini de vermez, kendi anlayışıma bakarım, kimseye zarar vermeden de yaklaşımlarıma edep, adap, izan, üslup, lisan-ı münasip, adab-ı muaşeret ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmak kaydıyla aleniyet kazandırmaya özen gösteririm, bu uğurda çabalarım.

 

Künyesini okuyucu nezdinde açıklamakla sitemiz şeffaflık konusunda en büyük adımı atmıştır zaten. Kurul üyelerini hedef tahtası haline getirme handikapına karşın muhtemelen genel üye profilinin sağ duyusuna duyduğu güven neticesinde  atılmış bulunan bu cesur ve mantıklı adımın gerisi elbette daha kolay gelecektir düşüncesindeyim.


Aşılması gerekli en önemli husus faaliyetlerin özelliği itibariyle bir ölçüde zorunlu olan seçen ve seçilen sıfatlarının kurul üyeleri üzerindeki birleşimine herkesi memnun edebilecek asgari müştereklerde bir çözüm getirmektir. Geçen yazımda da belirttiğim üzere bu kökten ve temelden eşyanın tabiatına, düşüncenin özüne, mantığın çerçevesine, değerlemenin perspektifine, objektivitenin ruhuna, nesnelliğin tanımına tamamen aykırıdır, az buz değil, tamamen aykırıdır. Seçki kurulu üyelerinin ve sair yöneticilerin yazıları bire bir üye yazıları ile aynı kategorilerde değerlendirilemez, bu yanlıştır, olmamalıdır. Bu uygulama en az üyeler kadar seçki kurulunu da yıpratmakta ve töhmet altında bırakmakta, hatta yazma serbestiyetlerine gem vurmaktadır.


Ben yekten söylüyorum ki kurul üyesi arkadaşların asla ön belirleyiciler ile hareket ettiğine inanmıyorum, ama bu ölçülebilir olmalıdır, kimse rahatsızlık duymamalıdır. Kurul üyesi arkadaşlarımız belki her gün belki iki güne bir ya da en azından şu anki sıklığından daha fazla edebi eser asmayı istemektedir ama ne kendini ne de kurulu zora sokmamak için muhtemelen bunu yapmamaktadır, zira en kötü ihtimalle yıldız alacak ve / veya güne seçilecektir ki yazınsal meali anlamında doğrusu budur, bu arkadaşlarımız pek çok özelliklerinin yanı sıra edebi yetkinlikleri ve etkinlikleri nedeniyle kurul üyesi olarak seçilmişlerdir, elbette hemen hemen her yazıları ödüle layık görülecektir doğru olanı da hakkaniyetli olanı da budur. Asmasın mı yani yazısını ? Ya da asıldıysa, aman yanlış anlaşılır diye daha az edebi özellik arz eden bir yazı mı güne seçilsin ? Olur mu böyle bir haksızlık ? Olmamalıdır tabii ki.


Eeee, seçilince de en azından görsel olarak biz üyeler rahatsız oluyoruz. İnsanın kendi kurduğu ve / veya yöneticilerinden birisi olduğu siteye bir şekilde kazandırdığı üyeler ile aynı koşullar altında ödüllendirmeye tabi olmasının neresinde mantık vardır ? İnsana demezler mi kendinizi bol bol ödüllendirmek için mi bu siteyi kurdunuz diye ? Peki bu insanlar böyle sığ bir amaç için bunca meşakkate katlanır mı ? Gelin de bunu bana anlatın. Anlatmanın bir lüzumu yoktur ki, bu soruları gereksiz kılacak ve ön yargıları tetiklemeyecek şeffaflıkta ve modelde bir ödüllendirme mekanizmasına gereksinim vardır, bu da istişare ile olur, öneriler gelir, tartışılır, aklın yolu birdir, bir metodoloji oluşturulur.

 

Benim bu konuda bir önerim var ki o da edebi statü farklılaştırmasıdır, statü irrite edici bir kelime ama en azından sınıflamadan daha sıcak. Aslında bu nitelik farklılaştırması özü itibariyle vardır Seçki Kurulu Üyeliği tanımının ruhunda, zaten makul ve gerçekçi olanı da budur. Her seçki kurulu üyesinin ve kurucuların tüm yazıları ve şiirleri otomatikman altın yıldız almalıdır zira bu kalemlerin gelişi güzel yazıları olmaz, çalakalem şiirleri olmaz, imla hataları Türkçe yanlışlıkları yazım bozuklukları olmaz, olsa da tolere edilebilir minimalliklerde ve nadiren olur, zaten bu yazım yetenekleri, bilgi birikimleri nedeniyle seçilmişlerdir, hal böyle olunca da her yazılarının yıldızlı olması doğaldır, vasat yazılar asma lüksleri yoktur, bize herkesten önce kendilerinin örnek olması gerekmektedir zaten fiili icraatta da durum bundan ibarettir, hepimiz görüyor ve gözlüyoruz. Güne de kendi aralarında seçilerek platin yıldız almalıdırlar. Kendi kendilerini istedikleri gibi seçebilirler, üyelerin güveni tamdır, tamdır ki üyeliğini aktif faaliyetleri ile sürdürmektedir. Altı üstü iki kategori daha eklenecek “ günün editör/yazar Şiir seçkisi "  ( burada bence hece ve serbest diye ayırılmamalıdır zira sayı az ) ve " Günün editör/yazar Yazı seçkisi "  gibi ya da adları her ne olur ise ama yeter ki üyeler ile aynı kategoride seçilmesin. Benim önerim budur, doğrudur yanlıştır, hataları vardır, revize edilmelidir ama sonuçta bir öneridir.

 

Bunları daha iyiye gidebilme adına rahatlıkla tartışabilmeliyiz arkadaşlar, burada çekinilecek, yanlış anlaşılacak bir husus yok, bu benim konuya dair kısa sürede yazdığım kaçıncı yazıdır, bilen bilmeyene aktarmak durumundayım ki yöneticilerimizin hakkını teslim etmek adına ( çok talihsiz yaptığım bir densizlik de dahil olmak üzere ) hiçbir yazımdan sonra yönetimden zımnen ya da sarih olarak rahatsız edici bir özel mesaj almadım, bir telefon görüşmesine muhatap kalmadım, asla bir tavır sezinlemedim, güne seçilişlerimden birisi de benim hataen yaptığım hadsiz bir yazımdan hemen sonra oldu ama yazı sadece yazı olarak değerlendirildi. Nacizane kendi adıma mükemmel bir yönetim kademesine sahip olduğumuz düşüncesindeyim, fikirlerinizi yapıcı bir şekilde beyan ederseniz bundan hep birlikte nemalanacağız.

 

 

Saygılarımla

Mehmet Çağatay Ünlütürk

( Ödüllendirme Kriterleri başlıklı yazı MCU :) tarafından 30.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu