Yazılı ya da görsel medyada makro böcek fotoğrafları görmüş müydünüz?
Cevabınız “evet” ise, kimi zaman tiksinerek ittirdiğimiz bu canlıların
detaylarında ne muhteşem güzellikler bulunduğunu biliyor olmalısınız.
Böceklerin tasarım olarak estetik görünümleri kadar, bedenlerindeki
sistemler de çok dinamik bir yapı sergiler. Massachusetts
Üniversitesi’nden Elizabeth Brainerd böcekler konusunda şu ilginç yorumu
yapar:
”Karıncaların ve arıların ayakları hayret verici bir
şekilde kompleks yapılardır. Mikroskopla incelendiğinde, her bir ayak
boğanın boynuzlarına benzeyen bir çift pençeye sahiptir, bu pençelerin
arasında yerleşmiş olarak, arolium adı verilen yapışkan ayak yastıkları
vardır. Böcek bir yüzeyde koştuğu zaman pençeler yüzeyi yakalamaya
çalışıyorlar. Eğer pençeler yüzeyi yakalayamazsa geri çekiliyorlar ve
devreye yapışkan yastıklar giriyor. Ayak yastığı hızla açılıyor ve kanla
şişiyor ve pençelerin arasından çıkarak yapışkan yastığın yüzeye
yapışmasını sağlıyor. Daha sonra sönüyor ve geri katlanıyor. Bütün bu
işlem sadece saniyenin on veya yüzde biri kadar bir sürede tamamlanıyor
ve böcek hızla ilerlerken, şimşek gibi, her adımda tekrarlanıyor. Ayrıca
ayak yastığı, ıslak bir kağıt parçasının pencere camına yapışması gibi,
böceklerin yumuşak yüzeylere yapışmasını sağlayan bir sıvı salgılar.”
Böceklerin
diğer tüm organları gibi antenlerinin de özel bir tasarımı vardır. Bu
canlılar çevrelerinde olup biten olaylardan antenleri sayesinde haberdar
olurlar. Haberleşmek için kullandıkları kimyasallar antenler tarafından
yakalanır ve analiz edilir. Antenler kimi zaman dokungaç olarak
değerlendirilse de asıl görevleri, böceğe hassas bir koku duyusu
sağlamaktır. Antenin üzerinde çok sayıda koku siniri sıralanmıştır. Bu
sayede böcek yiyecekleri koklar, karşı cinse ait feromon adı verilen
kimyasal habercileri veya koku taşıyan molekülleri tespit eder.
Antenler
karınca, balarısı gibi böceklerde, kimlik belirleme ve kimyasal
iletişim için de kullanılır. Bu canlılar karşı tarafa antenleriyle
dokunarak aldıkları kimyasal sinyalleri analiz eder ve karşı tarafın
dost mu yoksa düşman mı olduğunu tespit ederler. Sivrisinekler,
antenleriyle sesleri de yakalayabilirler. Ayrıca antenler estetik bir
görüntünün oluşmasında da önemli bir role sahiptirler.
Böceklerdeki
üstün nitelikteki sistemleri yaratan, her detayı ince ince düzenleyen,
şekil ve suret veren, onları her an kontrolü altında tutan, ‘kader
kalemini’ hikmetle kullanan tek büyük Sanatçı olan Allah’tır.
Göklerde
ve yerde ne varsa Allah’ındır. Andolsun, Biz sizden önce kitap
verilenlere ve sizlere: "Allah’tan korkup-sakının" diye tavsiye ettik.
Eğer inkara saparsanız, şüphesiz, göklerde ve yerde ne varsa
Allah’ındır. Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, hamde layık olandır.
(Nisa Suresi, 131)
İnsan, tek bir örnekteki detaylara bakarak
Allah’ın büyüklüğünü görebilir, O’nu takdir edebilir. Tüm nimetleri,
tüm varlıkları, yerde ve gökte olan her şeyi yaratanın Allah olduğunu
anlayıp idrak edebilir. Bunun için sahip olduğu tek bir özellik, görüp
incelediği tek bir şey üzerinde düşünmesi yeterlidir. İnsana düşen,
kendisine verilmiş delilleri mutlaka görmesi ve Allah’ın yerde ve gökte
bulunan tüm varlıklar üzerindeki hakimiyetini takdir etmesi ve O’na
yakınlaşmasıdır. Dolayısıyla yakından bakılan her detay, kulunu Rabb’ine
‘yakîn’ kılar.
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken
Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda
düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen
pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)
Fuat Türker
[email protected]