Öncelikle “ sen “ i tanımlamam gerekiyor. Sen dediğim kişiler topluluğu sosyal paylaşım sitelerinin açıklık, katılım ve paylaşım ilkelerinden uzak durmayı bir matah zanneden ve bence bazı kişilik problemleri olan ya da en azından ne kendiyle ne de toplumla uzlaşısı bulunmayanlardır. Kimdir bu senler ? Elli kere yazarsınız şiirine, bir kere lütfedip yanıtlamaz, sayfanıza iki kelime yazmaz, bakarsınız bir yorum yapmış on yorum almış, merakını da yenemez sık sık sayfanızı ziyaret eder, bazıları bir şiir asımlık sürece ziyaret eder, haftada teşrifi onur ve ağır ağabeylik / ablalık addeder, asar çıkar, saatler 00 olmadan bir bakarsınız online’dır on dakika sonra zılar. Tabii ki bu yönde fikir yürütmek sığ gözlemlerle olmaz, belki bir süre siteden uzak kalmıştır, yazacak dinginlikte değildir, rahatsızdır, hülasa binlerce haklı gerekçesi olabilir ama yeterince analiz edici ve tarafsız bir yaklaşımla irdeler iseniz bazıları da ciyak ciyak bağırır neden açıklık, katılım ve paylaşımdan uzak kaldığını. Sitelerin istenilen kalitede sürdürülebilirliği bu üç ilke ile çok çok yakından ilgilidir, ne kadar samimi iseniz ki bu kelime de doğru yorumlanmalıdır, sosyaliteniz içtenliğinize ne ölçüde açık olmanız cevazını veriyor isedir kasdım, ne kadar faal ve katılımcıysanız ve hem ileri hem de geri hem de çapraz, alt üst beslemeleri ne sıklıkta, nitelikte yapıyor iseniz o sitelerin kalıcılığı bu parametrelere bağlı olarak tepki verir.

 

Burası özgür bir platformdur ama sosyal müeyyideleri yazarların yani bizlerin ellerindedir. Bu arkadaşlara davranışlarının yanlış olduğu bir şekilde hissettirilebilmelidir ki bu da sosyal sorumluluğumuzun bir gereğidir. Kuru bir teşekkürü çok görecek kadar bencil bir yapıda olan insanın sosyal faaliyeti inandırıcı değildir, şiirleri de düzmece ve yapaydır, insanca düşünmeyen insanca yazamaz, yazmasının altındaki saikler başka başkadır ki bunlar sosyal olmanın öncelikleri ile örtüşmez.

 

Senin sorunun nedir arkadaşım ? Olumsuz görüşlerini dahi izanıyla yaz ki bir faydan olsun bana, tükettiğin zamanın bir kalitesi, bir anlamı olsun. Yazık günah değil mi onlarca yazarın şiir ve yazıları ya hiç yorumsuz ya da birkaç yorum var. Oysa sitemiz için söylüyorum normal koşullarda her şiirin ve yazının altında on onbeş yorum olabilmeli, bunu kafası çalışan her üye arkadaşımız ortalama online üye sayısı, günlük asılan yazılar, yorumlar, okunma sayıları vs gibi parametreleri kullanarak hesaplayabilir, çok zor değildir, mesnetsiz de bir ifade değildir.

 

Yorum yazdım diye kendini bir şikar addetme, tanımam görmem seni, hiçbir özelliğini de bilmem ama emek emek bir eser üretmişsin, doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü ya da neyse ne, sonuç itibariyle emek var, insan var, sosyallik var, sosyalliğin nimetleri var, bu nimetlere duyduğum saygı, vefa, minnet var. Buradan hareketle yorumluyorum yazını, elbet bana gel diye değil ama iadei ziyaret tarihin en eski toplumsal geleneğidir, nezakettir, burada varlık sebebinin çok önemli belirleyicilerindendir katılım ve paylaşım. Sen gel ki merak eden bir başkası da gelsin, hatamı açık açık yaz ki bir diğeri de güç alıp yazsın, ben de aldığım verilerle bir güncelleyeyim kendimi, eksiğimi fazlamı göreyim,  sen gel ki bir beyin fırtınası yapalım, gelirsen ben her halükarda kazanırım ; ya hatalı olduğumu görür ve düzeltmeye çalışırım ya da doğru olduğunu teyit etme imkanına kavuştuğum bir fikrimle tanımadığım bir insana üstelik, katkı sağladığımı görmüş olurum, bu bana kendimi müthiş iyi hissettirir, artı bir işe yaradığımı düşünür mutlu olurum.

 

Çok alenen üzerinde durmaya hassasiyet gösterdiğim “ bir tebrik nelere kadirdir, bir yorumunuz var ve ödüllendirme kriterleri “ gibi yazılarımda ısrarla bazı arkadaşlar tarafından yanlış anlaşılmaya devam edildim. Sitenin tamamı sayfama gelse ne, gelmese ne, ne kazandıracak bana somutta, ne kaybettirecek, hesap bunca sığ ve yüzeysel değildir, yazdıklarımın da kişisellikle bir alakası yoktur, sosyal paylaşımın tamamen toplumsal duyarlılıklı başlıklarıdır, insani eğilimlerimdir, samimiyetimdir, dürüstlüğümdür ve hamd olsun herkesin farklı algılamalarından bağımsız fikirlerimdir.

 

Sayfalarınıza uğramamayı adet edinmiş, burnu büyük ve bir çift kelimeyi esirgeyen arkadaşlara siz de gitmeyin, tek kelime yazmayın, ister iki güne bir gün seçkisine gelsin, ister ise her yazısı ödüllendirilsin, hiç fark etmez, gitmeyin ve sosyal olarak cezalandırın onu ki farkındalığı artsın ya kendine çeki düzen versin ya da siteyi terk etsin. Zira bir müddet sonra herkes kendi kendine alemin kerizi ben miyim demeye başlar, kızgısını yorumlara ya da anlamsız dalaşmalara yansıtmaya başlar, paylaşım ve katılım azalır, bu nitelikteki üyelerin kelle sayısından başkaca hiçbir esprisi yoktur, uzun vadede zarar verir, bu tarzı görenler siteye gelmemeye başlar. O zaman neyi kiminle paylaşacağız ??

 

Çok önem arz eden konu bu şahısların sağlıklı olarak tespit edilebilmesidir, genel gidişata bakılmalı, diğer sayfalardaki pozisyonu gözlenmeli, makul süre beklenmeli, yeteri sayıda örnek ve emsal teşkil edecek gözlemler yapılabilmeli vs vs. Aksi takdirde kaş yapacağız derken gözden oluruz. Bu arkadaşlarımızı yalnızlaştırmaya yönelik ortak sosyal tavırlar, yanlışından döneceği yönündeki iyi niyetli varsayımımdan hareketle  kendilerine de ziyadesiyle yararlı olacaktır, sitemize de, hepimize de. Varsayımımın da altı boş değildir ; kendileri de paylaşımdan had safhada hoşlanmaktadırlar, değilse asmaz, ne işi var aramızda, besbelli geri dönüşümleredir iltifatı, beklentisi, merakı, bunlar da insani hislerdir elbet ama üç alıyorsan en azından bir vereceksin, yok öyle hep bana hep bana, sen gel her enstrümandan gönlünce faydalan, bana, ona, bize  açık hava bol güneş, yook yaaaaaa ? Andımdır ; adamlıkla, efendilikle, izan, üslup ve her şeyden önce tevazu ile senin tependeyim, tam tepende.

 

Ben bunu uyguluyorum ve uygulamaya devam edeceğim, kim oluyorum da buraya bu bağlamda çığırtkanlık yapıyorum yönünde tezahür edebilecek tepkilere yanıtım açık ve nettir ; bu sitenin bir üyesiyim, bunları yazmayı sosyal sorumluluğumun bir gerekliliği olarak görüyorum, etliye sütlüye dokunmadan siteye girip çıkan arkadaşları da kendi anlayışım çerçevesinde protesto ediyorum, elimden geldiğince sizlerin de farkındalığını artırmaya çalışıyorum, içimden fesat fesat düşünüp gıybet yapmıyorum, doğru bildiklerimi paylaşmaya çalışıyorum, az doğrudur, çok doğrudur, küllen hatalıdır ama benim doğrularım bunlar, hatalarımı yazarsanız kesinlikle dikkate alırım, sadece okuyucuya değil kendime duyduğum saygı da bana bunu dikkate almama şansı tanımaz zaten.

 

Saygılarımla,

Mehmet Çağatay Ünlütürk

( Bir Gün Sen De Yalnız Kalırsın başlıklı yazı MCU :) tarafından 13.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu