Düşerken o patika yolların uçurumlarımdan
Ayağım tökezledi ve sana çarptım.
Saçların savruldu gözlerimin önüne.
İlanen duyurulur,
Bu bir kayıp kimlik beyanıdır.
Kırılgan aşkları, darağacında sallandırdım,
Aşkına ayırdım sol yanımı.
Sana bırakmak istedim adamlığımı.
Çat kapı girdin içime…
K’adın adın karalanıyor yüzüme.
Suyun üstünde, yüzüme yansıyan,
Kirli sakallı bir adamın öyküsü.
Saçma sapan sözcüklerle budanmış ömrümün mutlulukları.
Saçma sapan bitecek bu şiir!
Saçma sapan ölecek şair.
Çok dolu yaşamanın bir anlamı yok.
Seni yaşamaktan geçiyor hayatı anlamanın yolu.
Karşımdasın; gözlerimin içinde…
Ya da ömrümdesin
Hayatın merkezinde!
Çeker gider misin sende,
Merkezimden kaçıp cehennemin yedi dibine?
Eksikliğimin ardında ellerime bulaşan deniz yosunları,
Gözlerimin altından seyre dalan hayallerim
Duruşunu heykel kılmak için yetersiz.
Mabedimsin bil istedim.
Mutluyum.
Dudaklarım tonlarca yanağa dokunur.
Huzurum öbür dünyadan duyulur.
Teşekkür ederim.
Gene her zaman ki gibi; gelmen gerektiği gibi geldin.
Hoş geldin.
Arkamdan önüme doğru yeni yeni umutlar aradığımda, gözlerindeki en hoş şeyi kazıyorum aklıma.
“hoş gelişini”.
Nerden geldin?
Nasıl geldin?
Sus konuşma.
Asla izin vermeyeceğim gelişinin gidişine!
İlgilenmiyorum geçmişinle.
Bir tek sana , sana layık biri olabilmek ilgilendiriyor beni
Bu son durak.
Beklenen son otobüs.
Yüreğimin duvarına çeltik çeltik kazındı…
Efkârımı sarıp sarmaladığım gecelerin en sessiz yerlerinde, şarabıma meze olan
tek şey
“keşke sana değer olabilseydim”.
Bunu hissettim daima içtim ve içtim…
Kendimden geçtim,
Dünyadan geçtim,
Ölümü seçtim!
Çok denedim.
Senden vazgeçemedim!
Sana layık değilim.
Gitmelisin.
Gerçekten çok özür dilerim.
Bunu ben istemedim.