Şükürden uzak oluşum bana ne çok şey kaybettirmiş olmalı. Bu kurmuş olduğum cümle yeni kayıplara kapı açabilir aslında. Önemli olan inanarak söylediğimiz kelimenin nereye gideceğidir.
Evren sizin duygularınıza cevap verir tıpkı vücudunuzun bir parçası gibi. Bizler her daim birilerinin hayatında bir görev için yer alır ve bu görev bittiğinde uçup gitmek zorunda kalırız. Bir şahinin pençelerine aldığı kazanç, muhakkak bir yerde birinin işine yonun gibi güzel ve yerinde karar vermeliyiz.Pençemiz ile yakaladığımız bir dal parçası da olabilir yaşamamıza yardımcı olacak bir gıdada.
Yazdıklarımda şükür ve şükürsüzlük arasındaki bağlantı nedir biliyor musunuz sahip olammak ile sahip olmak araında ince bir çizgi vardır ben bu çizgiyi 10 yıl gibi bir zamanda buldum.Benim için çok geç uzun vadeli bir süreç beklide ben kötü bir öğrenciydim ikmale kalışlarım da oldu bunu bir tek kendim bildim işin birazda sırrı burada.
Her deneme yeni bir denemenin habercisidir başlamanız önemli yılmamak önemli ve bu denemeleri yapmak için var olan her şeye şükr etmek.İsteme nin önemi adına yazılan bir sürü doküman olduğu gibi neyi neden isteiğinizi bilip bilmediğniz hakkında bir çok çalışmada hağlen devam etmekte.Peki bu çalışmalar neden karanlık tünellerde ilerliyor aslında sır olan bu değil ki,bizim birçoğumuzun bildiği şeyleri tekrar tekrar duymak ne mağna taşıyor bu da ayrı bir tartışma konusu.
Yıllarca şükürden uzak kaldığımı söylemiştim sebebi ise istememe izin veren bir ailem yoktu.benim bir şeye bakma yada onu arzu etme şansım yoktu.Bu şuanda bir çoğuna göre nankörlük olarak görülebilir.Nankörlük elde var olana hıyanet etmek ve başkalarında olmadığını gördüğünüz şeyler adına düşünmeden küstahlık etmektir.
Gölerimizi açmak yoksunlukla oluyor.Allah varlığıda yokluğuda bize yaşatan.Çalışmadan alınanın değerinin olmayışı kolaylıkla gelenin bizden mi yoksa Yaradandan mı kaynaklandığını düşünmeden şükürden uzak olursanız uçup gidişinide göremezsiniz.
Büyümeye başladığımda içten hayranlık duyduğum babam ile sürekli bir mücadele içerisindeydim.Çevremdeki bir çok arkadaşım anneleri ile alışverişe gider istediklerini alır ve markalardan bahsederlerdi.Okulda anlattıklarında inanılmaz öfkelenir eve geldiğimde babamın aldığı hiçbir şeye bakmaz benim gelişimimde her an yanımda olmaya çabalayan ve yerine göre bir anne yerine göre bir abla yerine göre de sırdaş çoğu zamanda imaj maykerım olan teyzem ise beni her sorunda anlamak zorunda olan bir uzaman görevini üstlenirken babama beni ifade etme mücadelesini de elinden bırakmazdı.
Günler geçtikçe savaş artıyor babam benden kopmama adına hediyeleri çoğaltıyor bana alınan her şey benim canımı acıtıyor kendi özgürlüğüm adına verdiğim savaşı ifade edecek bir yol bulamıyor idim.Düşünün bir çok arkadaşınız pzardan alışveriş yapıyor sizin ise sabah uyandığınızda büyük bir araç kapınızda ve yüzlerce kıyafetiniz var ve hiç biri sizi mutlu etmiyor.Öylesine büyük bir nankörlük ile bir tanesini almaya bir aylık maaşının yetmesi mümkün olmayan arkadaşımın babası onun yüzünü güldürebiliyor iken benim tek bir tebessümüm için çabalayan babam için şuanda nasıl bir özür ile yaklaşacağımı bilemiyorum.bu kitaptan saıyorum ki haber dar olmasınıda istemiyorum.
Özgür olmak özgürce hareket etmek değil aslında bunu anlamak zincirleri kırmak sanılan kadar kolay olmadı.Bir demir işlenirken hiç izledinizmi bilmiyorum kitaplarda yazılandan anlatılanlardan öylesine derin bir ruh hağlidir ki,ter ve kan bir arda akmaz.Demirci ustası demiri eline aldığında dövmeye başlamadan önce onunla konuşur içinde var olan tüm gücü ona yöneltir hedefini belirler her vuruşta.
Emine Öztürk
YAZMIŞ OLDUĞUM YAZIMLA BENİMLE HİÇ BİR ALAKASI YOKTUR...SAYGILARIMLA.