YOLUNA GİDEN DERVİŞ
Yalnız bir gezgin derviş gibi gezerken
Etrafıma bakıp her yeri süzerken
Birde ne göreyim ilerde bir görkem
Kervansaray bu görünen çok muhteşem
Yorgunum gönül burada olmalıyım
Girip içinde bir müddet kalmalıyım
Sevgi adında bir kervansaraydayım
Geldim kapına sevgimle çalmaktayım
Selâmünaleyküm ey kervansarayım
Aleykümselâm buyur ey derviş cânım
Nerden gelir nere gidersin sorayım
Ben bu Âlem-i sır da dolaşmaktayım
Bismillâh deyip içeri adım attım
Heybemi çıkarıp ben yere bıraktım
Taşıyan o değneği elime aldım
Ayak el yorgun, değneğime yaslandım
Sevgi kervansarayın bahçesindeyim
Karşımda birçok güller var görmekteyim
Bu ne endam güllerde aman Allah’ım
O kokularını da ben almaktayım
Kimi kırmızı, sarı, beyaz, pembedir
Her birindeyse bir bülbül ötmektedir
Onlar güler, bülbül öter ne demektir
Bir dervişte onlara su vermektedir
Şöyle, şaşkın ve argın düşünmekteyim
Bende böyle bir su verebilir miyim?
El ayak titredi, ey gönül ya kalbim
O derviş işini yapar görmekteyim
Yorgunsa derviş yardım edebilirim
Benim işim yolculuk, ben bilmekteyim
Oturdum bir köşeye seyretmekteyim
Elimde kâse, bende su içmekteyim
Gül aşkına her bülbül, bir şeyler söyler
Aşk-ı namesini diliyle meşk eyler
Gül açmış yapraklarını onu dinler
Kulaklarım söz, sinem kokuyu çeker
Çok kokuyu ve sözü aldım sineme
Dinleyerek daldım Âlem-i Gönlüme
Aşk-ı lîsân ile söylesem ben kime..
Ötsem bülbül gibi aşkım, aşkım diye
Kendine gel, yeter ey derviş artık
Gidecek çok yolun var uzatma artık
Tak değneğe heybeni düş yola artık
Gönülde sevgi, ayağındaki çarık
Alem-i Sır