Angut kafalarıyla ve kuş beyinleriyle çevreye rahatsızlık veren cahiller vardır ve olacaktır da..
Fakat bu kadarına da pes denilebilecek olaylar yaşadığımızda hakikaten bu nedir nasıl olur?
gibi sözler dökülür dilimizden.
Nasıl mı?
Dün yaşadığımız hadiseyi anlatayım:Dün gece biraz erken uyuyayım dedim.Önce kızımı uyuttum sonra ben de uyudum.
Beş dakikada uykuya geçen bir yapım var.
Öyle derin bir uykuya dalmışım ki!Şamatayı,curcunayı hiç duymamışım.Aniden bir gürültüyle uyandım.Uyku sersemiyle gözlerimi açmaya çalışıyorum.
Bir de ne görem,dört,beş izbandot Sülo'yu çekiştiriyor.
Sülo kim biliyor musunuz?
Bu mendebur eşine ve çocuklarına bakmayan serkeşin biri.Altı ay evden uzaklaştırma cezası almış,
fakat yaşadıklarından kendi üzerine bir nebze pay almayan biri.
Önceki gün kayın biraderinin arabasının tekerleklerini indirmiş ve kaçmış.Ne eşiyle boşanmaya yanaşıyor ne de barışmaya....
Bu durum onun meselesi.
Kaldığımız mekân devlete ait öğrenci yurdu ve lojmanlardan oluşuyor.Biz de bu lojmanda oturuyoruz.Devletin binasına ve haneye tecavüz suçtur.
Kayın biraderlerinin kovalamasıyla bizim eve sığınan Sülo'nun bir ayağı dışarda bir ayağı içerde,eşim kolunu tutmuş,hasımlarına Sülo'yu vermemeye çalışıyor.
Ben de şok bir uyanmayla,yalvarmaya başladım.Abi yapmayın lütfen .....
İzbandot herifler laf mı dinler?Karşıdaki öğretmenlerin gelmesiyle binanın içinden çıkartıldı.Bahçede beklemeye başladılar.Jandarmanın gelişiyle bu durum sona erdi.
Bu durum yaklaşık on yıldır devam ediyormuş,tüm apartmanda oturan öğretmen,eş ve çocukları,ayrıca yurtta kalan öğrenciler bu durumdan yıllardır rahatsızlık duyarlarmış.
Sülo, yatılı okulda şöför olarak çalışıyor,eşinin akrabaları her defasında gelip gerek okulda gerek evde gerek bir komşusunun evinde döverlermiş.
Bana olağan dışı gelen olay diğerlerine normal geliyor.Daha bir ay evvel Sülo,kayınbiraderlerinden kaçıp arkama saklanmıştı.adamları ikna ederek dövülmesini engellemiştik.
Bir bayanın arkasına bir erkek saklanır mı?
Erkek isen çık ortaya dayak da at,dayak da ye....
Çeşmeden dönüyorduk Leylâ hanımla.Çeşmeye nasıl gittim ve nasıl çabucak lojmanların bahçesine geldim hatırlamıyorum.Leylâ hanım yedi sulalesini anlatmıştı.
Ben de sadece;Ya!Evet! Vah vah! Diyebilmiştim.
Leylâ hanımı işte bu karşılaştığımız vaka anca kesebilmişti.Mübarek hatun kılını bile kıpırtmadı beni orada yanlız bıraktı.
Meğerse Sülo'nun dayak yemesini istiyormuş.Ama Sülo bana sığındı.Yana nasıl çekileyim?İnsanlık bu mu?
Devam edecek...
Melahat Temur