yâr… sarp kayalıklarda ne işin var
sarar gönlümün her zerresini ulu mabedin
yürek yangın, yürek
vurgun
tutkun sana yâr...
gözyaşı denizinde boğulmak üzere
sil gözünden yaşları
k ı y a m a m
güneşi tutacağız ellerimizde
inan aşkım, i n a n
aşkın kadri kudretine
h ı z ı r h a t !
yeşerdi bastığın toprağım
yeşillendi tüm zerrem gülüm
senin için
denizde hızır
karada ilyas
hıdırellez gülüm
hızır ilyas
h a z ı r
emre nazır yâr…
bir kederin dağlar ağlatır içimi
geçip geçip mezarlarımdan bir bir
ruhum bin kez ölür
ölür de
sökülür derim şerha şerha
dökülür tüm yapraklarım
mahşeri çığlıklarım
bitap düşer denizimde mehtap
ü ş ü r ü m gülüm
yarılmış ay levhi mahfuzdan
vuslatını düşlemek düşmek badelere
m e f t u n
m e s k u r
d i l – ş a d
yak nergis harelerde
buklelerde y/ak
sakınırım, şahlanırım
dağ olurum karlarına
yel olur üflerim tüm hüzünlerine
güneş olur ısıtırım içini
nehir olur akarım teninde
değil roma’yı
yakarım dünyaları bir gülüşünde
kurbanın olayım gülüm
bırak vehimleri sümbülüm
narçiçeğim, kırçiçeğim
s e v d i c e ğ i m …
yâr… sarp kayalıklarda ne işin var
kapsar kalbimin her zerresini ulu mabedin
yürek yangın, yürek
vurgun
tutkun sana yâr...