HÜZÜN YILI

Okul bitmişti.Yaz mevsimi gelmişti.Havalar ısınmıştı.Çocuklar denize ve havuza girip   serinliyordu.Tabii bu benim için geçerli değildi.Bende vitiligo diye bir hastalık vardı.Bu hastalık bulaşı falan deildi.Ama güneşe çıkınca çoğalıyordu yani azıyordu.Bende her zaman uzun kollu kıyafetler giymek zorunda kalıyordum. Ben yüzücü olduğumda dolayı bide yaz ayı geldiğinde sıcağa çıkamayacaktım.Kapalı havuz kapanmıştı açık havuz açılmıştı annemde beni sıcağa çıkarmamakta emindi.Harun amcam bize gelmişti imam olduğundan dolayı yeğen bir kuran-ı kerim kursu var dedi.Kendi kendime dedim olum yunus annen seni yüzmeye yollamayacak koca yaz evde geçmez dedim kararımı verdim ve Akhisar daki Hilaliye kuran kursuna gitmeye karar verdim.Anne ve babama söyledim.Babam ertesi gün hilaliyeyi aradı ve adımı yazdırmıştı.Aradan bir gün geçmişti bir telefon  geldi numarayı bilmiyordum babam telefonu açtı ben hilaliyeden arıyorum oğlunuz Yunus Karakış yurdumuza 80. yedekten  girmeye hak kazanmıştır ertesi gün gelip başlaya bilir dedi.Annemle birlikte otobüse binip Akhisar a varmıştık.Bir dolmuşa atlayıp kuran kursuna varmıştık.Oraya varınca bizi hafız Sefa abi karşıladı annemle birlikte bizi oturma salonuna almıştı birkaç evrak imzalattı ve daha sonra müdür Necmettin hocanın yanına girdik 5 dk sohbet etikten sonra  bizi sefa abi yatacağım yatakhaneye götürdü yemekhaneye gezdik daha sonra hocalarım ile tanıştım sınıfım belli oldu annemi yolcu ettim.Günler böyle geçip gidiyordu.2. hafta sonunda ev izini gelmişti eve gideceğim diye çok sevinçliydim Balıkesir e gittiğimde herkes hüzünlüydü babamın dayısı komaya girmişti benimde sevincim kursağımda kaldı annemlerle hiç vakit geçirememiştim çünkü hep hastanedeydiler.Pazar günü gelmişti benim geri dönmem gerekiyordu saat 18.30 otobüsüne bilet aldık otobüse bindiğimde aklımda komada olan dayım daydı.Akhisar a varmıştım.Yurtta günler hep aynı geçiyordu.Ramazan ayı başladı yurtaki bazı arkadaşlarım Ramazan ayını ailesi ile geçirmek için vedalaşıp ayrıldılar yurtta kalan az kişiyle birlikte Ramazan ayına başladık.Ramazan ayı kuran kursunda  evden farklı geçiyordu.Oruçların 5. gününde iftar vakti yaklaşıyordu yemekhanede sıra oluşuyordu ben de yemeği önde yiye bilmek için it gibi koşuyordum.Petekten sızan suyu görmedim parmak arası terlik ile suya bastığımda kendimi yerde gördüm Adem abiiiiiiiiii diye bağırdım.bir arkadaşımın yardımın ile ayağa kalktım kolumu hissetmiyordum gözlerimden yaşlar akıyordu canım çok yanıyor acı içinde kıvranıyordum yemeği falan unutmuştum.Adem abi yanı geldi beni bir masaya oturttu ezanın olmasını bekledik nihayet ezan oldu su ile orucumuzu açtık sonra nöbetçi olan Selman abi ile hastaneye acile girdik.Pratisyen doktora göründük röntgene yolladı.Röntgende kolumu açamıyordum röntgen teknisyenine bayağı söylendim.Kolumun kırık olduğunu tespit edemediler yarım alçıya aldılar ve filimi elime verip yurda geri yolladılar.Yurda geldiğimde ağrılarım hiç geçmedi.Aileme telefonda başımdan geçenleri  anlattım.Sabahleyin ilk otobüs ile Balıkesir e gelmemi söylediler.Ertesi gün otobüse binip Balıkesir e geldim.Balıkesir de annem ile dayım beni otogarda karşıladı.Eve bile gitmeden doğru hastaneye gittik.Uzman Ortopedi Dr. Levent Durukana muayene oldum.Kolum daki alçının çıkartılmasını ve yeni filimin çekilmesini söyledi.Annem ve dayım ile birlikte röntgen odasına gittik.Filim çekildi sonucuyla doktorumuzun yanına çıktık.Doktor filime bakarak kolumun çok kötü bir şekilde kırıldığını söyledi ve ameliyat yapılması gerekiyor dedi.Bunun üzerine annem dayanamayarak ağlamaya başladı hocam bunun başka çözümü var mı? Diye sordu doktorda alçıyla şansımızı deneyelim dedi hep birlikte alçı odasına gittik ve kolumu alçıya aldılar ve alçının üzerinden film çekilmesini söyledi filimi çektirdik kolun yerine oturmadığını doktor gördü ve aynı işlemi 3 defa tekrarladık sonuncuda kolumun yerine otur duğunu gören doktor oley diyerek sevincini bizimle paylaştı çok zor olanı başardık diyerek  top sizde artık bundan sonra  normal insan gibi yatakta yatmayacağımı ve koltukta 2 ay oturarak uyumamı söyledi ve tek tek tavsiyelerde bulundu doktora teşekkür ederek yanından ayrıldık.Merdivenleri inerken anneme telefon geldi komada olan dayımızın vefat ettiğini öğrendik.Hastaneden çıkarak eve geldik.Dayımın cenazesine annem ve ben katılamadık.Doktorun tavsiyelerini 2 ay boyunca uydum ve sağlığıma kavuştum.Engelli olmanın ne kadar zor olduğunu anladım.Yüzmeye 1 yıl ara vermemi söyledi. .Bu yaz başımda geçen en önemli olaydır.

Ben 15 yaşında bir küçük yunus karakış'ım








( Hüzün Yılı başlıklı yazı BALIKESİR tarafından 11/1/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.