( Şehitlerim, Can Şehidlerim: 22 )
(Hicri 4’te şehid düştü)
Âmir bin Füheyre (RA)
Ebû Âmir bin Füheyre Et-Teymi
Dârülerkam’dan önce iman edendi,
Füheyre ki azatlı kölelerdendi,
Esaretten saadete koşan Âmir’im.
İlk iman edenlerin çektiğini çekmiş,
İmanından dolayı pek çok eza görmüş,
Ebû Bekir’ce alınıp azad edilmiş,
Esaretten saadete varan Âmir’im.
Ebû Bekir’in koyunlarına çobandır,
O, Sevr Mağarası’ndan haberi olandır,
Koyunlardan iki güzele süt sağandır,
İki güzel dosta hizmet edendir Âmir’im.
Amenname yazacak kara okur-yazar,
As sayıda okuyan içinde o da var,
Sürâka’ya Amannemeyi bizzat yazar,
Göklere yükselendir Âmir bin Füheyre’m.
Medine’de kardeşlik tesis edilmişti,
Hâris bin Evs bin Muaz kardeşi bilindi,
Âmir, Bedir ve Uhud Savaşı’na gitti,
Cenk meydanlarında da yiğit Âmir’im.
Hicri dörtte Necidlilere heyet gider,
Heyet içinde Âmir bin Füheyre’de var,
Heyet; Bi’rimaüne’de pusuya düşer,
Cebbâr bin Sülmân eliyle şehid Âmir’im.
Kırk yaşında o zaman Âmir bin Füheyre,
Cebbâr’ın mızrağı isabet etmiş kalbe,
O, aldığı darbeyle cansız düşer yere,
Göklere yükselendir Âmir bin Füheyre’m.
Ölmeden önce “Kazandım vallahi” demiş,
Mızrağı atan Cebbâr; bu sözle irkilmiş,
Cebbâr, bu sözün tesiriyle iman etmiş,
Katilini imana çağıran Âmir’im.
Son nefeste bile iman aşkı yanmalı,
Düşmanlar, o ateşin içine dalmalı,
Seni sevmeyen, seninle hakka varmalı,
İman ateşi böyle olmalı yiğidim.
Selamlar olsun sizlere şanlı şehidim.
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan.