söyle bana ey sevgili hangi güneş ısıtır tenimi senin kadar ve (s)arar kederimi yokluğunda
oysa ki bilsen ne çok üşürdü tenim ellerini ellerimden çektiğin o anlarda arazlı bitmez bir kabustu zaman bende her yokluğunda uyanırken uykularımdan
şimdi kederlerimi teğellemiş garip bir yolcuyum hatıralar bir flim şeridi gibi geçerken aklımdan düş kırığı umutlarımı sığdıramıyorum bavullara soğuk ve boş peronlar titrerken adımlarımdan
ölüm nedir ki ey sevgili ölüm nedir ki oysa ki en acı ölüm yaşarken yüreklerde ölenlerdir aslında
şimdi yüreğim minik bir karıncanın telaşında yarınlar soğuk yarınlar meçhule uzandıkça ve gözlerimde yorgun bir bulut dinleniyor her gün yeni kederleri taşıdıkça odalarıma
oysa ki aynı gökyüzünün altındayız hala belki de aynı sokaklardan geçiyoruz biz kim bilir aynı şeylere dokunuyoruz farkında bile olmadan ve zaman arada gardiyan sevdama
biliyor musun? gittiğin zaman önce şiirlerimi vurdular yüreğinden umutlarımı çalarken kirli eller acımasızca sessizliğin içinde bir kıyamet koptu sanki sığındığım gölgelerin sıyrılırken canımdan
şimdi söyle bana ey sevgili hangi mutluluk güldürecek yüzümü yaşantımda sen içimde bir ölü olduktan sonra
vedaların boynu hep eğri olur derlerdi inanmazdım birde bir damla yaş düşermiş her vedanın selasına
( Söyle Bana Ey Sevgili başlıklı yazı Aysu tarafından 11/19/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.