Müdür Öğretmen Müdür Baba derdik onlara
Camoka bellemiştik ilk günlerde hepsini
Çıksalar karşımıza kaçırırdık donlara
Bir şekilde sayardık İdare’nin hepsini
Millete gökten yıldız yağar bana kurbağa
Köylümmüş okulumun müdürü İhsan Ağa
Seciyesini nerden bilem kızarmış yağa
Beş sene tek ben yedim fırçaların hepsini
Ayna gibiydim pırıl pırıl her daim tozsuz
Çıkınca ataması hasımlar kaldı kozsuz
Sınıf Hocam konuştu “ seni çok sevdi pozsuz “
“ Ne var ne yok öğretin Çağatay’a hepsini “
Babından tembihlermiş tüm öğretmenlerimi
Etütlerde ararmış kurs eğitmenlerimi
Sevk etmiş hayatıma pir yönetmenlerimi
Az adamlığım varsa kazandırmış hepsini
Vefalı Müdür Babam gününüz kutlu olsun
Hayattaysan şükranlar yoksan rahmetler olsun
MCU
Not : Bir iş seyahatimde iş adamlarından birisi beni akşam yemeğine davet etmeyi çok arzu ettiğini ancak emekli müdürler balosu olduğunu, kendi müdürlerinin de orada bulunacağını söylemişti. Yanlış mı anladım diye balonun adını tekrarlamasını istediğimde yineledi, doğru anlamışım. Öğretmenler günü değil, müdürler günü değil, emekli müdürler günü. Merakımı görünce beni de davet etti. Daha doğrusu aklım sıra çaktırmadan ben kendimi davet ettirdim. Öğretmenlerine yönelik neredeyse her ay hatta daha da yerele inersek onbeş güne bir olurmuş böyle balo ve seremoniler. Fon müziği orada çalıyordu, ton ton teyzeler amcalar o ak saçlarıyla öyle hoş öyle güzel dans ediyorlardı ki, sanırım seksenli bir yaş ortalamaları vardı. Tüm eski öğrenciler de göz yaşlarını tutamıyorlardı yüzlerinde tatlı tebessümlerle, ben de bir tuhaf olmuştum ama gerekçem farklıydı. Kendi ülkemi düşündüm, bizim verdiğimiz değeri düşündüm bir de adamlara baktım, salıverdim göz yaşlarımı. Şu satırları yazarken dahi boğazım düğümleniyor. Bugün ilkokul öğretmenime yazacağım bir şiirle bitireceğim serimi. Altı üstü onüç şiir yazmışım bizi biz yapanlara, çok mu be dostlar, değmezler mi ?
Saygılarımla,
Mehmet Çağatay Ünlütürk