Dokuz yayla yoğurdu yemiş karnı doymamış
İblise gümüş çanak tutan çakallar gördüm
Ağzından çıkanları kulakları duymamış
Söylediği sözleri yutan çakallar gördüm
Diyor ki bura evim çok severim sizleri
Aşağılık dersem de hoşgörün bu sözleri
Aba altından sopa saf sanıyor bizleri
Her önüne gelene çatan çakallar gördüm
Edep nedir bilmeden eşi dostu horlayan
Lal kesilmiş dillerde sabırları zorlayan
Aklı kıt mahlûklara akıl verip harlayan
Palavra kesesinden atan çakallar gördüm
Alçak ve ikiyüzlü ne demektir bilmeyen
Sempatizyanlarına bol bol alkış yollayan
Kıvırtmaya gelince Asena’yı sollayan
Dost dediği canları satan çakallar gördüm
Âleme yavşak diyor oysa kendi kara bit
Ya çok sarhoş bu şair ya da biraz aklı kıt
Ya haddini bil beyim ya buradan çekil git
Birin yanına bin laf katan çakallar gördüm
Sanma ki sen gidince her kez ardından ağlar
Biz tek yürek oldukça şiir sayfada çağlar
Giden çoktan gitmiştir bizimdir kalan sağlar
Boyu kadar balçığa batan çakallar gördüm
Dost mu yoksa düşman mı belli değil kararı
Faydasından çok fazla bu meclise zararı
Hislerim öyle diyor yakın bunun firarı
Kuzu postu altında yatan çakallar gördüm