SEBEP-SÜREÇ VE SONUÇ
Kalbinin ritmi, zikrime eşlik
ederdi yar.
“Allah” dedikçe dilim, kalbinle
beraber,
Nasıl da olurdum bahtiyar.
Göğsünün emanında, teslimindeydi
ruhum hakka.
Her nefesinde, Cennet’in reyhan
kokusunu alırdım.
Bir senle olurken tenim, bin secdede
kalırdım.
En içten şükürlerimin sebebiydi
vuslatın,
Elbette bilirim, zararındaydım
idrakin.
”Sen” derdim. “Sen, ödülsün bana rabbimden”.
Bilemedim, Hakk’a mıydı, sana mıydı
vazgeçişim kendimden.
Çocukluğumun tüm eksiklerine devaydın
belki de.
Öylesine tutuldum ki varlığına,
Kapattım gönül gözümü de Rabbin tüm çağrılarına.
Hani şu nefsim var ya, ruhumun üstüne
perde.
Büyürken çocukluğum seninle, özgür
ruhumu eyledi bende.
Sana kölelenirken, kulluğumu
unuttum zül celal-i vel ikramın.
Efendim oldun sonra, elini
bırakınca ben Süphan’ın.
Esrikliğinde olsam da bir
ses”uyan”diyordu,
”uyan bir nefes ,
Rabbine dayan,
Oyuncağa muti oldun da imalatçısını
unuttun oyuncağın”
İçimdeki Hak ile batılın
savaşında derbeder oldum, bittim.
Hem seni attım zaaflarının
koynuna hem de ben battım.
Diyorum ya “seni Rabbimin rahmetisin
diye sevdim”
Karabasanım olan sevdanı yine O’nun
merhametiyle yendim.
Esirin olmuştum aah!
Eyy vazgeçilmezim yar!
Kurtuldum esaretinden ki, kulluğumun
mabedine döndüm bahtiyar.
Seninle dünüm kârdaydı, günüm dardaydı,
yarınım zorda.
Tutundum yine hamisine tüm mahlûkatın,
İki beden, iki özgür ruh, ama yolları
ayrı,
Aynı menzilin vuslatına seyranda
bahtın.
Emniyette her bir can, Züleyha misali
Pay-i tahtın.
Bildiğim,zelleye düştüğüm gerçeğin tanıklığında
Divana durdum,
Rabbimin rakipsiz kulluğunda.