Ebû Rifâa (RA)
Künyesi; Ebû Rifâa Temim bin Esâd
Bin Adi El-Adevi diye bilinmekte,
Abdullah bin Haris bin Esed’te denmekte,
Râsûlullah aşığı cengâver yiğidim.
Babasına Esed, Üseyd ve Nüzeyr denir,
Ne zaman iman ettiği belli değildir,
Râsûlullah’a olan sevgisi bellidir,
Peygamber aşığı cengâver yiğidim.
Resul, Mescid-i Nebevi’de minberdedir,
Rifâa, görmek için içeri girmiştir,
“Dinini bilmeyen garip geldi” demiştir,
İman gönüle bir girsin yeter yiğidim.
Hz. Muhammed, hemen minberden inivermiş,
O’na imanın şartlarını ezberletmiş,
Bakara Suresi’ni Resul’den dinlemiş,
Bakara Suresi’ni çok okuyan yiğidim.
Rifâa, gece boyunca namaz kılardı,
Onda yorgunluktan hiç eser bulunmazdı,
Allah ve Râsûlullah aşkıyla yanardı,
İmanından lezzet alan Ebû Rifâa.
Basra’ya yerleşen sahabilerle gider,
Orada kendine düzen ihtisas eder,
Hep birlikte Allah yoluna davetteler,
O, iman aşkıyla yanandandı yiğidim.
Hicri kırk dörtte Sicistan’a sefer oldu,
Abdurrahman bin Semure başta bulundu,
Ebû Rifâa, katılma fırsatı buldu,
Keşif kolu komutanı olan yiğidim.
Güzel ordu, Kabir Kalesi’ni kuşatmış,
Rifâa, bir birlikle keşif için çıkmış,
Gece düşmanla şiddetli çarpışma olmuş,
Orada şehit olmuştu Ebû Rifâa.
O’nun kabri Beyhak’ta diyenler pek çoktur,
Şehidler mezarda olmaz, kalbe konmuştur,
Uğrunda canlar verilen ne güzel yoldur,
Selamlar olsun sana ey Ebû Rifâa...
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan