SINIRLI
ÜRETİLDİK
Biz galiba sınırlı üretildik,
Biz mi saftık, yoksa sistem mi?
Mesela çocukluğumuz;
Riyasız, hilafsız, yalansız
Öz be öz, insansı.
Oyunlar oynardık,
Ama candan, yürekten,
Oyunlarımız hep sokakta olurdu.
Kışın gün geçmezdi kızaksız,
Yazı da bisiklete binerdik,
Ama kasksız,
Hiç mi hiç, kask takmadık.
Vardı da biz mi takmadık.
Çeşme kurnasından su içerdik,
Yufka ekmekten dürüm yerdik,
Adı lazım değiller o zaman
yoktu,
Olsaydı bilmem yermiydik?
Keza şimdilerde de yemiyoruz
ya.
Televizyon, atari, internet
yoktu,
Olsaydı ne yapardık.
Zaman mı bize biz mi zamana
uyardık.
Yer sofrasında yenirdi
yemekler,
Aynı tastan su içilirdi,
Aynı tencereden yemek yenirdi,
Ama hastalanmazdık.
Çıplak ayakla gezerdik
toprakta,
Uykularımız yer yatakta.
Bizim üretim yılımızdan sonra,
Bozulmaya başladı her kadavra.
Üfürsen hastalanır,
Tükürsen bulaşır,
Dolaplar eczane ile yarışır,
Nereye bu gidiş?
Bugün ile kıyas edilirse,
Altmış-yetmiş kuşağı,
Sınırlı üretimin son durağı.
Araştırmacı-Şair-Yazar:
Abdullah Yaşar Erdoğan