Sanki el sallıyor ağacın kolu
Senden sonra gelir
kar ile dolu
Garip mezarından geçerken yolu
Rüzgar korkusundan ıslık çalardı....
Ezelden ebede sürer bu dava
Sebzemiz bol idi dolardı tava
Sıcaktan hazana dönünce hava
Ağaç üzüntüden saçın yolardı....
Bitkiler toprağa göbekten bağlı
Kimisi ovalı kimisi dağlı
Birçoğu dermandır bazısı yağlı
Yağmura hasretten çiçek solardı...
Günlerim geçerken aklıma gelmez
Felaket yaşayan ömrünce gülmez
Ne zaman olacak kimseler bilmez
Deprem yeraltından
haber salardı...
Aylardır kıştayım bu nasıl kesir
Işığı eğilmiş etmiyor tesir
Bulttan tahliye olunca esir
Güneş sevincinden karlar yalardı...
Mehmet'im derdine arıyor derman
Rahmet olmayınca yapılmaz harman
Ağaçlar kesilip bitince orman
Seller hiddetinden eve dolardı....
Ulvi Mehmet