Ruh
verirsin, balçıklara bularsın,
Rızık
verir, rahmetinle sularsın,
Beni,
âlemlere üstün kılarsın,
Gel gör ki;
şükürden habersizim ben...
Aç günümde,
Senden yardım dilerim,
Dolar
taşar, ambarlarım, kilerim,
Tok günümde
Seni, dilden silerim,
Gel gör ki;
şükürden habersizim ben...
Bedelsiz
verirsin, bana bedeni,
Bedenimi
örten, şu güzel teni,
Ayaklarım
alır, götürür beni,
Gel gör ki;
şükürden habersizim ben...
Ellerim,
aşımı sofraya koyar,
Her türlü
emrime, noksansız uyar,
Koklarım, tadarım,
kulağım duyar,
Gel gör ki;
şükürden habersizim ben...
Gözler
verdin, görür oldum yolumu,
Evlat
verdin, sardım iki kolumu,
Sıkmam
dedin, şükür bilen kulumu,
Gel gör ki;
şükürden habersizim ben...
Gündüzleri,
gecelerle bağlarsın,
Yorgun bedenimde,
denge sağlarsın,
Bir secd
ile, bin bir yara dağlarsın,
Gel gör ki;
secdeden habersizim ben...
Nefsim iman
ile aramda duvar
Sabrım,
kanımdaki şeytanı kovar
Dedim ki,
bunlardan ibret almak var.
Gel gör ki,
ibretten habersizim ben.
İman eden kuldan
sen hoşnut kaldın
Günahkar
kullara haberler saldın
Tövbeyi
cennete anahtar kıldın
Gel gör ki,
haddimden habersizim ben.
Gözler
görür ama gözler gafil bakışır
Bir kum ile
bir dağ nasıl çakışır
İnsana
haddini bilmek yakışır
Gel gör ki,
haddimden habersizim ben.
Dünya bir
mehildir, tez gelir geçer,
Orda kim ne
eker, mahşerde biçer,
Kurtuluşun
yolu, zekâttan geçer,
Gel gör ki;
zekâttan habersizim ben...
Kur’an’ı,
“Okuyun” der, indirirsin,
Cennetler
vâdeder sevindirirsin,
Binlerce
âyetle, ilim verirsin,
Gel gör ki;
yorumdan habersizim ben...
Cengiz
NUMANOĞLU