Anneme Mektup
Nasıl bir toprağa tohum eker, sulanır ve iyi bakılır da büyürse; beni dünyaya getirmek için aynı fedakârlıkları yapan sen ANNEM 
Bebekken, uykunu bölüp beni temizleyen, yediğini benimle karşılıksız bölüşen, emziren, beni bebeklikten çocukluğa ve hayata hazırlayan Canım ANNEM. İlk sınıfım; evim, ilk öğretmenim; sendin ANNEM… 
Hiç unutamam bana ve bize yaptığın fedakârlıkları, döktüğün göz yaşlarını, Fedakâr ANNEM… 
Hani bir gün canımız kiraz istemişti de, utana sıkıla komşuya gidip kiraz istemiştin; eve geldiğinde ağlamıştın. Çocuk aklı bir şeyi görmeye gelsin onu ister işte. Komşumuz ağaç dibindeki kirazları melamin tabağa koymuş ve sana vermişti de sen de bize getirmiştin. Bizi kırmamak için nelere katlanmıştın. Yoksulluk içinde olmamız ayıp değildi belki. Ama komşunun yaptıkları gücüne gitmişti. Yine de her şeyi göze alarak bizi sevindirmiştin… 
Hani yoksulluk vardı o günlerimizde, babam eve et alamazdı da bayramları beklerdik. O gün bayram değildi ve sen yine ağlamıştın. Babam bir tavşan vurmuştu. Eve geldiğinde bayram sevinci yaşamıştık. Evde odun olmadığı için, bizi evde bırakıp odun aramaya koyulmuştunuz. Eve geldiğinizde bizim yaptıklarımız karşısında donmuştun. Ablamın bana “Bak bu etmiş” deyip çiğ tavşan etini siz gelene kadar çiğ çiğ yediğimizi görünce gözyaşlarına boğulmuştun. Üç dört yaşlarındaki bir çocuğun etin nasıl yenildiğini bilmeyen bizlere, o eti pişirip bir lokmasını bile yemediğin o günleri düşünüyorum da, anneliğin ne demek olduğunu daha iyi anlıyorum. Fedakârlığı senden öğrendim ANNECİĞİM… 
Hastalandığımızda uyumadığın geceleri, üşüdüğümüzde ayaklarımızı ellerimizi ısıtmak için koynuna koyduğundaki o sıcaklığını, hatıraları araladığım zaman hala hissederim. ANNECİĞİM senden öğrendim sıcacık sevgiyi, sevginin ne demek olduğunu… 
Hani bayramlarda kendi ihtiyacın olduğu halde; hep ertelerdin ihtiyaçlarını ve “ Onlar çocuk. Toplum içine çıkacak” derdin. Sabretmeyi, büyüğe saygı, küçüğe sevgi nasıl olmalı? Toplumda nasıl davranmam gerektiğini senden öğrendim… 
Bir portakalı üçe bölüp kardeşlerimle paylaştığım o günleri nasıl unuturum? ... Paylaşmayı senden öğrendim… 
Bir an geldi, üç evladın büyüdü. Yuvadan uçtular. Yurt yuva sahibi oldular. Çoluk çocuğa kavuştular. Döktüğün gözyaşların haddi hesabı kalmadı. Sevinçten ağladın, üzüntüden ağladın. Anne olduğumda anladım annenin nasıl kıymetli bir varlık olduğunu… 
ANNEM, şimdi felçli, bakıma muhtaç olsan bile, saçlarında ak, yüzünde kırışıklıklar, yürümen güç olsa bile sen benim CANIM ANNEMSİN… 
Her zaman kendime şunu soruyorum; Annemim hakkını nasıl öderim? ... 
Başımın üstünde yerin var. Bunu bilmeni isterim. Hakkını helal et. Teri gül kokan, sıcacık yumuşak yastık kucağı, şefkat, sevgi dolu CANIM ANNEM… 
Kızın Gülten… 

( Anneme Mektup başlıklı yazı GÜLTENSULTAN tarafından 2/4/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.