.Çeşme başı mahallesin güzel kızı Ayşe ile aynı mahallenin ve aynı sokağın yakışıklı delikanlısı olan Mehmet, Aynı mahallede oturmuşlardı. Aynı sokaktan geçmişlerdi ve aynı sokaklarda oyun oynamışlardı. Onlar komşu komşuya aynı sokağın içinde kapı komşusu olarak beraber büyümüşlerdi. Mehmet Ayşe’ye göre birkaç yaş daha büyük olmasına rağmen, aynı sokakta oturdukları için sokağa çıktıklarında aynı oyun alanını paylaşıyorlardı ve zaman, zaman’ da bunlar diğer mahalle arkadaşları ile beraber aynı yerde oyunlarını oynuyorlardı.
        .Aynı mahallede ve aynı sokakta oturan bu Mehmet, arkadaşı Ayşe’ den üç beş yaş daha büyük olduğu için ilkokulu ve ortaokulu ondan evvel bitirmişti. Oradan sonra’ da kazandığı bir imtihanla yatılı bir okula girmişti. Mehmet fakir bir ailenin son çocuğuydu. Ayşe ise onlara göre daha zengin birinin çocuğuydu.
        .Ortaokulda okuyan ondan yaşça biraz daha küçük olan Ayşe ise, çok güzel bir kız olmasına rağmen, Mehmet’e göre pek zeki bir kız değildi. Yaz aylarının tatil günlerinde ailelerin arzusu üzerine Mehmet, bu komşu kızı Ayşe’ye ders vermeye onu zayıf olan bazı dersleri üzerinde çalıştırmaya başlamıştı.
        .Artık yatılı okulda okuyan Mehmet çocukluk arkadaşının, öğretmeni gibi olmuş bu mahalle arkadaşına dersler veriyor, bazen de onlar ilkokul çağlarındaki sokakta oynadıkları günleri beraber ara verip yâd ediyorlardı. Mehmet yaşça artık gençlik çağına adım atmakta olduğundan bu çocukluk arkadaşı Ayşe’ ye karşı arkadaşlıktan çok bir sevgi aşk içinde ilgi duymaya başlamış ona aşkla bağlanmıştı. Ayşe de ona karşı kayıtsız kalmıyor, tam olarak değilse bile, içinde kadınca bazı kımıltıların olduğunu belli ediyordu.
        .Fakat bunların her ikisi de, henüz okul talebesi olduğundan ve daha evlenecek yuva kuracak bir olgunlukta çağda olmadıkları için, aileleri bunları mecbur kalmadıkça birbirlerine yaklaştırmamaya onları bir araya getirmemeyi tercih etmeye başladılar. Mehmet’ in zaman, zaman kızın ailesinin isteği üzerine kendisine derler verip çalıştırdığı Ayşe de, geçen zaman içinde gittiği ortaokulu bitirmiş ve o da Mehmet gibi yatılı öğretmen okulunun imtihanına girerek orayı kazanmış yatılı okula gitmişti.
        .Mehmet ile öğretmen adayı Ayşe aynı mahallede ve aynı sokakta oturdukları için, ancak yaz tatillerinde buluşuyorlar ve kendi aralarında geleceklerine dair yaz tatillerindeki buluştukları günlerde çeşitli hayaller kuruyorlardı. Bu iki genç arasındaki buluşmaları zaman içinde sevgileri aşka dönüştü. Ve artık bunlar yalnız tatil günlerinde değil, okullarında bile ailelerinin haberi olmadan mektuplaşarak görüşmeye başlarlar.  
        .Aradan aylar yıllar geçer ve her ikisi de gittikleri okullarını bitirirler ve onlar iş güç sahibi olurlar. Artık onların bir an önce evlenip, bir yuva kurma zamanları gelmiştir. Mehmet onu kızı çok seviyordur. Ona şiirler yazar onunla sık, sık fırsat buldukça buluşur ve sevdiğine kendisini çok sevdiğini söyler ve onunla artık evlenmek istediğini açıklar.
        .Başlangıçta Mehmet’i sevdiğini onunla evlenebileceğini söyleyen onunla beraber buluştuklarında çeşitli hayaller kuran Ayşe ise, evlenme zamanı yaklaşınca artık Mehmet’ e kesin cevaplar vermemeye onu oylamaya, onun evlenme konusundaki tekliflerine isteksiz kaçamak cevaplar vermeye başlar.
.Bu duruma bir anlam veremeyen Mehmet’in canı sıkılmaya başlar. Ne zaman nedenini sorsa da, kendisine verilen kaçamak cevaplardan dolayı nedenini öğrenemez. Oysa okul bitmeden önce bu gencin ikisi çok iyi anlaşan gençlerken kendi aralarında mektuplaşıyorlarken tatillerde çoğu zaman buluşup konuşuyorlarken ve onlar gelecekleri hakkında hayaller kuruyorlarken ama şimdi her şey değişmiştir.
        .Yine de Mehmet durumu ailesine açar ve onunla evlenme kararını bildirir. Onunla mutlaka evlenmek istediğini, kendisine sevdiği kız olan Ayşe’nin usuller gereğince gidilip anne basından istenmesini söyler. Mehmet’in ailesi de bu komşu kızını çok beğendiği için, karar verilir gidilir ve ailesinden Ayşe Mehmet’e istenir.
        .Aldıkları cevap olumsuzdur. Mehmet ile Ayşe’ nin evlenmesini Ayşe’nin ailesi istemez. Aynı sokak içinde bunlar komşu oldukları için, kaçamak cevaplar vererek kızlarını Mehmet’e veremeyeceklerini belli ederler.
        .Mehmet sevdiği kızı gönül rızası ile alamayınca ve kız da daha çok ailesinin isteğine uyunca içerlemeye başlar. Oysa onlar okul çağında iken, onların aralarından su sızmıyordur. Şimdi ise ne olmuştu da, bunlar soğukluk gösteriliyorlar diye düşünmeye başlar. Yüreğinde derin bir aşk yarası olan Mehmet o günden sonra gece gündüz demeden hep bunu düşünür dururdur.
        .Bir gün Mehmet vakti geldiği için askere gider. Ama içindeki aşk hiç eksilmemiştir ve hala onu düşünüyordur. Onunla mutlaka bir gün askerden sonra da olsa dönünce yine buluşup onunla evlenebileceğini hayal ediyordur. Çünkü Mehmet bu kıza büyük bir aşkla bağlanmıştır.
        .Bir gün Mehmet yapmakta olduğu askerliğini bitirmiş olarak yeniden evine döner. Aklı hala çok sevdiği komşu kızındadır. Giyinir kuşanır sokağa çıkar fakat daha çıkar çıkmaz yolun karşısındaki evden Ayşe’nin yanında onunla beraber kol kola girmiş yola çıkan ortaokuldan erkek arkadaşı olan bir başka adamı görüverir. Onu bir başka erkekle görür görmez dünyası kararır ve ne olduğunu anlamadan eve geri döner ve olan biteni annesine sorar.
.Ayşe babasının zengin olduğunu bildiği, Mehmet’in ortaokul arkadaşlarından biriyle kendisi askerde iken evlenmiştir. Evlendiği arkadaşının babası zengin olduğu için Ayşe’yi Mehmet askerde iken alel acele bu gençle evlendirmişlerdir.   
        .Bu olaydan sonra askerden dönen kızgın Mehmet, Ayşe ‘i bir daha görmek ve onunla hiç konuşmak istemez. Aralarındaki okul aşkı hiçe sayılmış onun içi aşk dolu gururuyla oynanmıştı. Yıllarca aralarında olan bir ilişkisi onun yokluğunda yok edilmiş tüketilmiştir.
        .Mehmet o günden sonra sevdiği Ayşe’yi görmemek için bir daha onun olduğu yerlerde ne görev yapar ne de bulunur hep onun olduğu yerlerden kaçar dururdur. Başka, başka şehirlerde yaşar çalışır ve başkası ile evlenir ondan çoluk çocuk sahibi olur.
        Aradan on on beş yıl geçmişti tesadüf bu ya, Mehmet yanında ailesi ile bir gün bir parka gidip parktaki ağaçlar altında bulunan bir gazinoya otururlar ve orada kendilerine söyledikleri içecekleri içmeye başlarlardır. Bunların bulundukları bu yer, gittiklerinde oldukça kalabalıktır. Etrafta kendileri gibi pek çok aile oraya hava sıcak olduğu için gelmiş ve orada oturup kendi aralarında sohbet ediyorlar ve müzik dinliyorlardır.
        .Bir ara Mehmet’in gözü biraz ilerideki bir aileye takılır. Bakar. Baktığı bu kişi orada olacağını o akşam hiç tahmin etmediği, bir zamanlar o çok sevdiği yüreğinde hala aşk yarası bulunan Ayşe’den başkası değildir. Heyecanlanır kalbi çarpmaya başlar ve ateşler bastığı için de, ne yapacağını şaşırmıştır. Yanındaki eşi onda bir şeylerin olduğunu anlamıştır amma, eşinin geçmişini bilmediği için ve kendisine ne evlenmeden önce ne ‘ de sonra geçmişinden hiç bahsetmediği için bir anlam verememiştir.
        .Hastalandığını yediği bir şeylerin dokunmuş olabileceğini sanır bunu onda meydana gelen değişikliği önemsemezdir. Fakat Mehmet eşine çaktırmadan eski sevgilisine bakıyor zaman, zaman karşısındaki Ayşe’ de kayıtsız kalmıyor eşinden habersiz o da bakıyordur.
        .Bir müddet daha orada sessiz ve düşünceli kaldıktan sonra, onu görmekten çok rahatsız olan ve heyecanlanan Mehmet, eşine kalkmak için bir şeyleri bahane ederek oradan kalkıp evlerine giderler.
.Mehmet o gece sabaha kadar hiç uyumadan hep onu düşündür. Bir taraftan da sevdiği kızı severken elinden alan ortaokul arkadaşı zengin çocuğuna içerliyordur. Ve sonra sevdiğini bunun ailesi fakirdir olmaz bu diye kendisine vermeyen, onların evlenmesini engelleyen annesine babasına kızıyordur.
        .Mehmet yıllarca içimi kemiren bu aşk yarası ile yaşar. Belki sevdiği kadından daha güzel ve ondan daha fazla kariyer sahibi bir başka kadınla evlenmiştir ve ondan çoluk çocuğu olmuştur amma, hiç bir zaman Mehmet mutlu olamamış olmamıştır.
.Mehmet onlara nispet çalışıp sonunda zengin olmayı kafasına koyar ve hep çalışır çabalar sonunda istediği zenginliği yakalardır. Altında aldığı son model arabalarla artık eski sevgilisinin anne babasının yaşadığı yerlere gidip gelmeye, özellikle de onlara kendi yaşamıyla gösteriş yapmaya başlamıştır.
        .Özellikle de memleketinde olan ve ölmemiş olan hala yaşayan, sevdiğini kendisine fakir diye vermeyen evlenmelerine mani olan, eski sevgilisi Ayşe’ in sağ olan ailesinin görebileceği sokaklardan geçer, onlara nasıl zengin olduğunu görsünler diyerek kendini onlara zenginlik içinde göstermeye başlardır.
        .Zaman aşk yarasının acıları içinde akıp giderken, bir gün Mehmet hiç beklemediği bir olayı duymuştur. Sevdiği ve hiç unutamadığı kadın eşinden şiddet gördüğü için boşanmıştır. Bunu bir rastlantı sonunda duyan Mehmet kendi adına hem sevinir hem de Ayşe adına üzülürdür. Üzüntüsü sevincinden, daha ağır basar. Çünkü Mehmet ile Ayşe in yeniden beraber olma zamanları artık çoktan gelmiş geçmiştir.
        Eski aşkını hiçbir zaman unutamayan Mehmet, yüreğindeki iyileşmeyen aşk yarasıyla yıllarca mutsuzluk içinde yaşarken bir gün hastalanıp yatağa düşer. Mehmet henüz daha çok genç olmasına rağmen çaresi bulunamayan bir hastalığa yakalanmış ve yatağa bağlı kalmıştır.
        .Yatağında hasta yatarken şiirler yazar onunla avunmaya başlar. İçindeki hala sönmemiş aşkını yazdığı şiirleriyle pekiştirir durur.
 
        İçimi acıtmakta aşk yarası
Hangi ilaç derman, hangi merhem çaredir.
Sürsem,
İyileşsin diye yarama..
İçim yanmakta kalbim sıkışmakta aşk yarasından
Görürseniz sevdiğimi söyleyin ona..
 
Boyun eğdim bile, bile
Şu benim seven yüreğim eğlensin diye.
Fakat…
Yine de unutmak mümkün olmadı /sevdiğimi.
Bekledim beni düşür bir gün aklı başına gelirdir diye
Sonunda içimdeki hasretim umman oldu
Görmeye, görmeye.
 
Hasta yatağında o günden sonra şiirler yazarak hep kendini avutmaya çalışan yüreği yaralı Mehmet onu hiç af etmedi. Mutsuzluk içinde ömrünü sürdürürken bir gün acı haberi duyuldu.
 
Dediler düşünme onu.
Kalleşlik paraya pula tapmak budur yaşamın kanunu.
Bilmez’ misin sen, dediler bana...
Nereden bilebilirdim’ ki.. /Bana hep samanlık seyran olur dediler aşk için,
Sevmeyi, sevilmeyi öğrettiler.
Sevdirdiler yüreğimi hale, hale aşk ateşiyle dağladılar.
Yaraladılar.
Ve beni inandırdılar.
Gözlerimden yaz sıcağında yağmur dolu yağdırdılar.
Sevdim ben de, en sonunda.
 
Ağla, /ey yüreğim ağla.
Sevdiğini paraya pula önem verenler aldı.
Ve senin için yandı.
Ne o dedikleri samanlık seyran kaldı, nede senin filizlenen aşkın kaldı
Beş paraya sattılar seni.
Ve geriye senden sapla samanın kaldı
Gördün işte şimdi yıllardır yaş döken gözlerimi.
Ey benim dertli yüreğim,
Yeter artık üzüldüğün şu gözyaşlarımla dağla yaranı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

              

          

           

        

         

( Aşk Yarası başlıklı yazı Ahmet Yüksel tarafından 12.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu