Seni çok özlediğim için yıkılıyorum
Yoksun hasretin cehennemine gönüllüce sokulup
Yakılıyorum
Külümü savurmadığım bütün rüzgarlar senindir
Oysa ne güzeldi gözlerin
Ellerinin beyazını söylemiyorum bile
Tütün kokusu sarıyor düşlerimi aklıma sen gelince
İnce kısa kirpiklerin üzerinde sektirdiğim tebessümler
Ve başımı omzuna koyup ne çok ağlamıştım
Bir şehir sevmiştim seninle
Mavinin ve yeşilin birbiriyle sarmaş dolaş olduğu bir şehir
Dokunup gökyüzünden bir umut alacak gibiydin benim için
Gözlerim haydi dese de
Uzanamıyordu ellerimiz
Sonra ne çok şeyi yitirdik
Kendi küçülen gölgelerimizin sessizliğinde
Benim bütün sevincim sendin
İnce ince elendin
Seni çok özlediğimi söylemiyorum
Kendime dahi!
İçimde bir sancı
Dokuz doğuruyor
Ben voltaların koynunda oğul kundağı saklıyorum
Sen gelmiyorsun
Bu bizim son kederimizdir biliyorum
İlk defa bu kadar sessiz ayrıldık
Ölmenin bir adı yokluğun olmalı
Kefenim dolanıyor dilime
Söyleyemiyorum
Her şey boş ve anlamsız
Aldırma o yalan gülüşlerime
Gamze çukurlarımda sen ölüyorsun
Cesedlerimiz bir
Sen bizi hala ayrı sanıyorsun
Yazarın
Önceki Yazısı