Seni biraz daha özlemek için señora,
içimin vitrinlerinde
          ayrılık libasını süslüyorum.
şafağa çalan motiflerine özenmişim kızılın.
ısırıyorum,
hep aynı lüzumsuz endişe, dişim dudağımı biraz kesse
bu kan ne çok kırmızı -de bana
hangi dilde daha güzel durur acı ?
          
                                 más rojo


Hem bu siyah ne çok gece,
yıldızlığına yalnız kalıyor odamın ketum sıcağı...
penceremi aralıyorum. çingeneleri duyuyorsundur,
çatırdayan ateşleri
bir külhanda bin cehennemlik hasretine tuz biber
çevrilen başlarıyla göğe...
                       
                                  muy caliente
           

     kimi kimsesi de yok yalnızlığın
penceremi kapamadan
mimikleri sarkık bir ezgiye düşüyor içerim
en sevdiğim türküyü ilk defaymış gibi dinliyorum.
     ilk sevdiğim kadını hiç tanımamış gibi...

kanayan rengine fal açtım, bu ıssız iklimden
kalabalığına geliyorum. o iklim de kanar mı ?
                              
                                 ¡hola gran amor


Bir yanı eksik kalıyor siyahın yine
yine parıltısı noksan, irticai bir beyaz akıyor mehveş yanına
ki yakışıyor geceme. güzelim sen unutma çingeneleri.
       penceremi kapatınca
en sevdiğim türküyle vedalaşır gibi üzülüyorum.
onlar da üzülmüştür geceye düşünce
tam bağımsız notaların yırtındığı şarkılar.
       hem ne çok üzülmüştür
                
                                 una noche en Sevilla

Çok sevdiğin tiradı fısıldıyorum sana Casona'dan
belki Los árboles mueren de pie'den birkaç mısra daha...
evet özledim o şehri, seni özledim evet
señora gelemiyorum. 
                adın büsbütün eğreti duruyor ağzımda
sana dair bir şeyler gevelemişim yahut sarhoşum, dutum
-de bana, daha böyle kaç gece bir kaç bin uzak kilometre
tükenir şişelerde,
de, ne acıdır dokunmak uykularda saçından ayağa bir afete ?


                           es me demasiado lejos de la ciudad, del gitanos...


Bir ilaç daha ve sonra göz ve sonra tavanda bir nokta
çingeneleri düşlüyorum
sonra sendeyim Elena...



 emreyılmaz/şubat 2013



meraklısına;
mas rojo: yoğun kırmızı, fazla kızıl.
muy caliente: çok sıcak
hola,gran amor: merhaba, büyük aşk
una noche en Sevilla: bir gece Sevilla'da
Alejandro Casona: İspanyol oyun yazarı, şair
-Los arboles mueren de pie: 1949 aynı adlı eserinden bir şiir / Ağaçlar Ayakta Ölür
es me demasiado lejos de la ciudad, del gitanos: şehirden çok uzaktayım, çingenelerden...

.
( Özlemin Kapısında İspanyol Gıcırtılar başlıklı yazı Emre Yılmaz tarafından 24.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.