Yaşım elli altı, asır yarısı
Rengini soldurup saç beyaz oldu
Yaşandı bir ömrün akla karası
Tansiyon zirvede, göbekli oldu
Civandı gençliğim, mazide kaldı
Deriler gevşedi, kendini saldı
Yoruldum sohbetten, dillerim baldı
Ettiğim kelamlar, öbekli oldu
Kara göz üstünde, karaydı kaşım
Herkesi belledim, candan yoldaşım
Bölüşüp paylaştım, ekmeğim aşım
Aldığım dualar, melekli oldu
Çalışıp didindim hiç yüksünmedim
Eller tiksinsede, ben tiksinmedim
Hep yukarı çıktım zinhar inmedim
İnenlerin adı, sinekli oldu
Elim uzatmadım, asla harama
Şiirler döşedim, gönül yarama
Giyinip kuşandım, kıydım parama
Kanımca lakabım, yürekli oldu.
Aşığım vatana, her yeri gezdim
Bu sevda uğruna, dünyayı ezdim
Bedava deseler, yine gitmezdim
Bitmedi bu sevda, sürekli oldu
Ayrılık çatınca, yazıldı yazım
Şiirler sustu, kırıldı sazım
Deniz ve mehtap, bana ne lazım
Şaşırdı maviler, benekli oldu
Yirmi yıl sonunda, yalnızlık gördüm
Kırdırıp kalemi, defteri dürdüm
Atıp hüzünleri, sefamı sürdüm
Omuzum dikleşip, tünekli oldu
Bir oğul sevgisi, taşar gönülden
Yaş olur gözümde, duygu selinden
Hayatta daima, tuttum elinden
Büyüyüp gidişi, gerekli oldu
Önce hoş gelse de, yalnızlık zordu
Geceler uykusuz, yüreğim kordu
Evimde yalnızdım, dışar da ordu
Yeni izdivaca, dilekli oldu
İçimi döküp de, şişirdim sizi
Sanki beraberce, izledik dizi
Final bende kalsın, yıkıldı mazi
Hayatım yeniden çiçekli oldu
Şiir ve yorum Mehmet Fikret ÜNALAN