ŞİİR TARTIŞMALARI HAKKINDA…
Hepimiz zaman zaman birileri hakkındaki
düşüncelerimizi dillendiririz. Birileri de zaman zaman bizim hakkımızdaki
görüşlerini okuyucu ile paylaşırlar. Bunda yadırganacak bir şey yoktur ancak kaba,
argo, çiğ, yakışıksız sözler şaire yakışmaz, fayda sağlamaz. Şairler güzel
söylemeli, güzeli söylemeli derim. Şairlerin öfkeleri normal insandan farklıdır
diye düşünürüm.
İnsanların fotoğraflarına bakarak, kaş, göz ve
yüzlerine bakarak özlerini okuma çabalarını çağdaş falcılık gibi görüyorum. Niyet
okumanın, bir tür falcılığa kalkmanın akıl ve mantıkla bir ilgisi yoktur. Bu durumu olumlu karşılayacak tek bir şair de bulunmaz
herhalde.
Bazı şairlere yakışmayan bir diğer husus da, rakibi
gördüğü şairi töhmet yükünde yıpratacak, belgesiz, belirtisiz cümlelerle üçüncü
şahısların kafasını bulandırmaya kalkışmaktır. Doğrusu, varsa belgeleri sunup,
işte gerçek diyebilmektir.
Oysa kimi şairler böyle davranmıyor, genel anlamıyla
ve kabaca şairin şiirlerinin şiir sayılamayacağını söylemekle yetiniyor.
Böylesi durumlarla karşılaşan okuyucu da haklı olarak haliyle sormaktadır: Hangi
şiirinin neresi şiir değil, hangi şiirinde kafiye, redif, durak hatası var?
Hangi şiiri ustaya yakışmayan basitliklerle dolu? Hangi şiiri kalıcı değil? vs.
Tartışmaya yanlış yerden başlayan şaire düşen birinci
görev bu işi orada kapatmaktır. Tartışmayı bu şekilde olumlu olarak
sonlandırması mümkün değildir; çünkü daha kalkarken tökezlemiştir.
Tartışmada kazanan taraf gibi gözüken şairlere düşen
de yeni ve daha güzel şiirler yazmaktır.
Şairlerin bütün günleri şiirlerle yeşersin.
Edebî tenkit, hakikat ve samimiyet her daim kazansın.
Fikri
HAKLI