Var olmak insana bahşedilen en büyük
değer fakat ne yazık ki çoğumuz bunun anlamını tam olarak kavrayabilmiş
değiliz. Yaradılış sebebimiz öyle ulvi ki…
Hamurumuz sevgiyle yoğrulmuş ama bu
hamuru çamur haline getiren pek çok insan var etrafımızda. Sevginin anlamını
unutan o kadar çok örnek var ki. Sevgimizi farklı şekillerde göstermemiz
mümkün. Bazen tanıyıp tanımadığımız her hangi birine verdiğimiz bir selam ya da
hafif bir tebessüm pek çok anlam barındırabilir o an. Gerek bunun muhatabı
gerek Yaradan bu küçücük davranışımızdan fazlasıyla hoşnut kalacaktır. Özümüz
öyle özel bir donanıma sahip ki. Biz aslında merhamet, anlayış ve sevgi dolu vasıflarla
kuşatılmış benliklere sahip varlıklarız. Bu vasıflarımızı korumak, kendimizle
özdeşleştirmek tamamen bizim elimiz ve inisiyatifimizde.
Diğer yandan aslımızla tam bir tezat
teşkil eden ayıplarımız da var. En kötüsü ise, dini açıdan gıybet denilen,
sosyal yönden dedikodu diye nitelendirilen o ahlak bozukluğu. İşte bu son
derece vasıfsız davranış sapkınlığı, hele ki hakkında konuşulan kişinin haberi
olduğunda büyük bir yıkım yaratacak kadar ağır bir itham. Yerli yersiz sarf
edilen gereksiz cümleler, olayın dini boyutu ele alındığında ise affedilmez bir
günah olarak kabul görmekte Allah katında.
İnsan olarak görevimiz,
sergilediğimiz tüm davranışlara özen göstermek. Sık sık kendimizi
yargılamalıyız da, hem düşünce bazında hem de duygusal yönden. Bilinçli ya da
bilinçsiz ağzımızdan çıkan tek bir kelime ya da o anki tavrımız aslında bizim
aynamız.
Gerek bireysel gerek toplumsal
gerekse dini açıdan tüm davranışlarımız dolaylı ya da dolaysız bir etkileşime
sahip ve aslında kişiliğimizi, kültürümüzü kısaca bizi nitelemekte.
Mümkün mertebe ılımlı, anlayışlı olup
insani özelliklerimizi en iyi şekilde kullanmalıyız. Biz insan tamlaması
altında aklımızla, ruhumuzla ve kalbimizle yaratılan en üstün ve en özel
canlılarız.
İnsan olmak büyük bir erdem ama
gerçek anlamda:‘’insan olabilmek’’. Sorumlu olduğumuz sadece benliğimiz değil,
ailemizden, sevdiğimiz insanlardan ve nihai olarak toplumdan da sorumluyuz aynı
zamanda.
Mutlu olmak için sevgi ana temel; biz
sevdikçe paylaşımlarımız da dolaylı olarak artacak ve bizden yansıyan sevgi bize
kat ve kat dönecektir. Unutmamalıyız; paylaştıkça çoğalan tek erdem
‘’sevgi’’dir.