Hukuk insanların ınsanlarla,kendisi ile yada geride bıraktıkları ile olan ilişkilerini düzenlemek için vardır.
İnsan iradesinin ifadesi olan hukuk,tanrının iradesi şeklinde tarih boyunca ifadesini bulan ilahi kurallarlada zaman zaman çelişebileceği gibi genelde birbirini destekler mahiyette at başı gittikleri görülür.
Türkiye gündemini belirleyen bombalardan olurken atı alanın Üsküdar ı geçmesi babında ki taktiksel davranışlardan olan KÜRTAJ bu manada dikkatimizi çekmiştir. 
Mevcut siyasal iktidar’’ bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü’’ şeklindeki bu çıkışı bize ‘’baldız baldan tatlıdır’’ özdeyişindeki sapık,istismarcı enişte profilini aklımıza getirdi.
Tüm ilahi dinler kendi içerisinde KÜRTAJ a kötü gözle bakmıştır. Bizim inancımızda da rızık Allah tan ise her dogan ın rızkı Allah vereceğine göre dogacak bebek açısından KÜRTAJ yasaktır. İmam gazali ‘’Babanın suyu ile annenin suyunun birleşmesinden sonra ceninin oluşum merhalelerinde cinayetin katmerleşerek artacağını en büyk cinayetinde tam olarak anadan ayrıldıktan sonra olduğunu'' dile getirmiştir.
Tüm din otoritelerinin ittifak ettiği husus et parcasına RUHUN üflendiği andır İnaçlarımıza göre Anne karnındaki bebeğe ne zaman ruh verildiği konusunda 40 gün ila 120 arasında farklı beyanlar bulunmaktadır. Hanefi fukahası ruhun bedene verilişinin 120. günde olduğunu bildirmişlerdir. Ruh üflendikten sonra çocuk aldırmanın yani kürtaj’ın haramlılığı konusunda ve bu davranışın cinayet telakki edileceğinde İslam Hukukçuları arasında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Türk medeni kanunumuz MADDE 28.- Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.
Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder. ‘’ Yani bu hükme göre cocuk ana rahmine düştüğü andan itibaren HAK SAHİBİDİR. Ama haklarını KULLANMASI sağ olarak doğması şartına bağlanmıştır. 
KÜRTAJ ,gebelik halinin insan eliyle sonlandırılması olarak kısaca tarif edilebilinir. Bu tanımlamaya göre dini ve hukuki bilgiler ışığında aslında KÜRTAJ ın yasaklanmadıgı dinden hukukun yine bu konudada at başı gittiği anlaşılır.
Ana rahmine düşmek tek başına dinen de yetmiyor cocugun canlı sayılabilmesi için ruhun ona üflenmesi gerekiyor.
Zenginler kendilerine fakir kitlelerle ucuz işgücü ve fakirlikten okuyamamış cahil bırakılmış insanların öbür dünyaya, karşı gizemli bagını kullanarak onları gütme ihtimallerinin yüksekliği ile çok dogumu pompalamaktadırlar. Yetişememiş insan gücü her zaman fitne ve fücürün oyun sahasındadır. Bu durumda TOPLUM olarak doğacak cocuk üzerinde insanların hakkı vardır. Çocugun testlerle zeka geriliği olup olmadıgı 120 günlük ruh üfleninceye kadar yapılan testlerde hangi hastalığa düçar kaldıgı ve dışarıdan müdahele edilerek bu hastalıgın düzeltilip düzeltilemeyeceği tıbbi bir gerçektir. Bu gerçeğe GÖRE kararı tabiî ki doktor oluru ile anna baba verecektir. 
Yine dogum kontrolunu kendisi yapan bir aile kaza neticesi meydana gelen gebeliği 30 gün içerisinde kadının biyolojik reaksiyonlarına göre bilebilecek durumdadır. Elbette istenmeyen gebelik halini bu süreçte insanlar ruh üflenmediği için ve sadece vucutta anna ve babanın suyunun birleşmesi neticesinde birleşen sıvının iltihabi bir sıvı toplanması yada ezilm e neticesin biriken kanın patlatılması yada cerahatın vucuttan atılmasından başka bir anlam ifade etmez. 
Kürtaj öldürme hakkı olarak bile algılansa hukukta, meşru müdafaa ve zaruret gibi hlaerde öngörülen hukuki hallerden dolayı bile hukuka uygunluk sayılır. 
Burada asıl olan hukukun öngördüğü yasal şartların kürtaj acısından taşıyıp taşımadıgıdır.Yoksa taşımadıgı andan itibaren zaten hukuk düzeni onu tam ve sağlam olarak canlı kabul ettiği için buna iştirak eden anayı babayı ve doktoru cinayette n sorumlu tutmaktadır
( Kürtaj..bazen Öldürmekde Serbesttir başlıklı yazı HALİLİ tarafından 12.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.