Ç/alıntı göz
yaşlarımdan huzmeleri yine benliğin telaşla taşa dönüşmekten son anda
kurtulduğu biraz da sıradanlık yine sıra dışı bir hikayenin tezahür ettiği yas
dilekçemde ektiğim umutlardan boşa uzanan başaklar.
Debdebeli hayatlar asla
özlemim olmadı ya da büyük aşklar ve büyük nefretler zira yalnızlığımla ördüm
ben yasımı da yaşımı da.
Her nidada bir gizem
yüklü ve her gizemde bir hayat.
Bir de feryadı olmaz
bir tümcede olur olmaz, demelerle geçmiş seyri yine dışa dönük bir iklimde
giyinmişseniz zaman zaman içselleşen sevginin katlanan devinimini. Büyüdükçe o
çığ küçülen pasajlar yine örüntüsünde aşk, varlığında hezeyan yüklü biraz da
çatık kaşlı bir kız çocuğu artık hangi ikbalde saklı ise yası.
Günler iken sağaltan
acıyı, zaman iken en oynaş imge ve zemin iken nasıl da metruk nasıl da kaygan…
Aymaz cümleler mademki
tozuttu aklımın iklimlerinde bu sefer ters yüz ediyorum kâh dünü günle
eşleştiriyorum kâh yarını öncesizliğimle barıştırıyorum yine de bayat bir
gofret kadar da buruk ve kırılgan iç sesimde artık hangi aklı evvel veda ise
sunumu yine kendi elimden.
Dediklerime eklediğim.
Ekledikçe üreyen ama
tüketmeyi de mecrasından eksik etmeyen.
Denklemler çoğalıyor.
Bir denklem ve bir
bilinmeyen.
Ama çoğalan sancının da
gidişatı pek hayra alamet değil.
Sorunlar çoğaldıkça
artan sorumluluğum ve paye verdikçe biçilen değersizlik yine makbul ve reşit
bir acı eşiğinde dünüyle övünen, günüyle barışık olmayı bir o kadar ihmal eden.
Zamanın bidonlarında
kayıp dermanlar yine kayıp yaraların merhem bildiği sessizlik.
Yorsa da zaman zaman
belki de zora koştuğumuz an’ı düne; yüreği de ölüme peşkeş çeken.
Ölmek hem de kerelerce,
boşboğaz bir imgeye sığınmadan aniden ve yine yüzü suyu hürmetine benliğin, sükûta
erdiğimiz bir son dilemek ramak kala yeni bir başlangıca.
Hep zaruri hep de
koşullu hep de bir şeyler eksik. Koptu kopacak kıyamet, demeye ne hacet hele ki
kırılmışken ortadan sayısız çeyreğe.
Kayıp bir zamanda kayıp
tebaasını arayan bir hükümdar edasında heceler andıklarını yükledikleri
anlamsızlık, anlam olmaya yatkın bir minvalde ise bilinmeze yelken açmak
üstelik metazori bir fiilden bağımsız sakıncalı bir rota kadar da kaygan bir
zeminde kaynak yaptığımız mutluluk yine acının bağrında bir nota kadar tık
nefes bir tınıya tekabül ederken.
Dünler hepten sancılı
zaten göreceli bir mefhum adına zaman denen ve hayli de kaygılı hayli
mütereddit belki de bir şarkıda kaybolmayı hiçbir şeye değişmeyeceğim gerçeği
ve yine gerçekleri sınır dışı bir yapan bir cumhuriyet kalem dokundukça yürek
ve yürek kandıkça kaleme ve kandırıkçı bir eyleme düşmüşken yolu.