Sen mi buldun kibriti ? Hayir, bulanlardan yandin yandirdin
evi barki ormani konuyu komsuyu colugu cocugu soyu soykayi da ; baglar bozdun,
daglar devirdin, dereler doldurdun, yiktin viran eyledin obayi töreyi sazi sözü
kültürü esini evrenini dünyani düzenini ve toplam zarar ziyanla kendini.
Kerpici sen mi buldun ? Hayir, bulanlardan yaptin yapilandin,
bostan ektin, bahar donandin, bayir gezdin, yagmur süzdün, kar bekledin, toprak
eledin , camur pisirdin, ocak kurdun, duman tütüttün, bahcede
dolandin , döndün gezdin dolandin sigindigin kerpicten derme catma sapa saglam
dünyaya her yerden en güvenilir evin horantan sayip inanarak, güvendin, sarildin,
uzandin, oturdun, sokuldun ve yatak
serdin yorgan örttün ask katigindan sevgiyi saygiyi insan olmanin hayrina mest ettin.
Sen mi buldun tekeri, pullugu, mibzeri, patates toplama
makinasini, havuc rendeleme kevgirini, kartezyen kuyusunu, su tulumbasini,
cesme kurnasini, pencere cercevesini, kapi mandalini, kornis vidasini, dokuma
cikrigini, torpido civatasini, oda sobasini, kalorifer tesisatini, duvar
boyasini, banyo takim ve malzemesini, …Hayir..!
Sen mi buldun, demir bakir kömür celik cam pilastik kalay
körük alasim ve bilesenlerini, sen mi buldun daktiloyu, cingirakli cingiraksiz
saati, karbon kopyasini, cimentoyu, kiremidi, tuglayi, sohbeni, igneyi, civiyi,
sandalyayi, makasi, mürekkebi,
Sen mi buldun elektrikli süpürgeyi, hidraulik sistemini,
peneumatik refleksi, atomun agirligini, azotun miktarini,cekirdegin
yogunlugunu, rüzgarin cevirme gücünü, günesin
katmanlarini, ayin diger soguk yüzünü, özgül kütlenin hacmini, faraday
kanununu, arsimet ölcüm birimini, paralel evrenleri, radonu, magnezyumu, boraksi, titani, vanadyumu, marsi,
neptünü, uzaktan kumandayi, isiga duyarli sicakliga hassas termall mermal sinyalleri,
hapi ilaci surubu…sende olmayan dünyayi sen mi yordun örgün kurdun kuruldun..? Hayir..!
Sen mi buldun , filitreyi, sibobu, lokma takimini,
döverbiceri, traktörü, greyderi, kepceyi, torna vidayi, kaynak cubugunu, zinciri,
halkayi, halati, süngeri, parfümü, pedali, paleti, matkabi,lazeri, kompresörü, tuvalet fircasini, sampuani, bisikleti, otomobili,
büyük kayiklari, kücük jetleri, koccaman gemileri, koca koca kocaman
römporklari, vincleri, fabrikalari, atölyeleri, damperi, kamyonu, kremi, telefonu,
telsizi, yara bandini, ecza dolabini, cerrah malzemesini, moda tasarimini,
elektro gitari, baz puanini, kumbara kilidini, radyoyu, ameliyat ipligini, televizyonu, bilgisayari, hard diskini, veri
deposunu, mega gigabayt toleransini, insan sifreleme ve virisleme salginindaki
, sen mi buldun ölü hayatlarin kullanicisi tasiyicisi oldugun halde, farkina
bile varmadigin kukla kuluckasi zavalliligi nasil yenilir yutulur istahla
harcayip tüketerek,hazmedip sindirdigin izahsiz kabulü ?.Hayir, bulanlarin,
kuranlarin ve kurgulayanlarin yapim yönetim karargah kaynagina büyük bir özenti
övgüyle öykünerek, icinde yerlesik yasadigi güdümlü -bagimli davranis ve
kisilik bozuklugu aliskanliklariyla her türlü iradesiz yetkisizligin ezik,
yoksul, bitmis, ve kahrolmus asagilik duygusunun kendine üstün gelenlere ( Uygarlik
Kuranlara ) ufalip egilip kücülen takdir, tasdik, onama yahut begenileri icin, en
önde gelmenin buyrulandan bile öte harcanmisligini kullandin, taksdimini
yaptin, kalibina girdin, kulluk köleligini sagladin sundun.
Günün veya hayatin neresinden bakarsan bak, seni cevreleyip
kusatan tutsaklikta deyim yerindeyse igneden iplige hic birseyi kendin
üretmeyip, dünü harap gelecegi rehin envanterde en lüks, görgüsüz ve gösterisli
hovardaliktan ihtiyatsiz cekingesiz HACIZ MOLOZU olarak tükettigin herseyin dünya alem ahiretler
ilgisizi liyakatsizi kayitsizi ve sorumsuzunda en birinciligi kimseye
birakmayan kendi hayatinin yabancisiyken,
tüm bunlarin karsiliginda dilini kaybettin, topragini ve ülkeni her döviz kara borsasinda
satarak övüne övöne bir oldun, inancini her tacir tüccara devre mülk ettin,
yolunu yitirdin, kültürünü kaybettin, tarihini
cöpe attin, karakterini kulun kuluna kurban ettin, vicdanini ahlaksiz soysuza heba
ettin, insanligini kibirli heybetli para güc ve ölüm zulüm fabrikasyoncularina kul
köle ettin, kisiliginin bozulup berbat edilmedik hicbir hayati degerini koymaksizin
harama vurguna soyguna sömürüye ihale edilmedik hic bir haysiyet ve hassasiyetini
birakmadin, ne ev kaldi ne yurt ne gecmis ne gelecek, hicbir etkin yetkinligin
irade ve idre sahibi olmayan soyut SABIKALARIN siddetini gerilimini bunalimini
bizzat icinden yasayip hergün artan istahiyla derinden derinlere gömülerek, istikrarsizligin
kol gezdigi ve haksiz hukuksuzlugun kaniksayarak
kabül gördügü talanu tecavüzü yagmayi vahseti ve dehseti icsellestirerek git
gide masum gördün , savunur hale geldin.
Yani adam veya kadinlarin TANRILIK ETTIGI ve INSANLIK ÖLÜMÜNÜ hem paya hem de paydaya
esitlestirdigi ; ve ayrica tüm yeryüzü insanligini MUTSUZ DiRLiKSiZ yokluga,
zügürtlüge, avarelige, lümpenlige, bilgisizlige, bagimli -güdümlülük
afyonlarina , kutuplasmaya ve doyumsuz -kanaatsiz üretmeden üketenler
bagimliligina sabitleyip degersizlestirdigi, sürekli eksiklik yenilmislik
sucluluk duygusuyla, kendi varligina, hayati gercekligine, somut kisiligine ve
hatta kendi sahici olan yüzüne dahi ORTAMA UYMA kistas baski ve kumpasindan
bakarak yadirgayip yabancilayan dislayici igrenici ÖZGÜVENSIZLIKLE,yetersizlikle
ve kuskuyla düsünüp davranarak, hissiz ruhsuzlugun
tutsak kafesinde kur yapan sefaletin ihtiyaci hic bitmez muhtac müsterisini
pozlanip piyaeslenmektesin.
Kadina özgürlügü sadece barlarda aksam karanliginin gün
batimindan itibaren sürükleyip girdaplayan akintilari icinde öznesi kim,
yüklemi ne, dünyasi neresi kendi dahi bilmeyen araliklarda bir yerdeligin bulasigini boyasini üstüne örten simsiyahligin
sarhosluguna salip, raki icen, futbol konusan, berdusluk eden ve hatta
`LAN`diye okudugu kitaplardan yahut seyrettigi repliklerden mafyalasmis
dayilanma ve diklesmelerin KIMLIKSIZ SÜRTÜGÜNE belli belirsiz damgalar vurmak sanan FEMINIST
NÖTR..
Bilmeliydi ki, tüm yukardaki hayatin kullanim geregini yerli
yerine oturtabilenlerin ögrettigi ve ders verdigi IHTIYAT yeriydi UYGARLIGI
kadin erkek hic farketmeksizin, ayni degerlilikle ortakca kotarip kurmak. Cünkü
gelir, adalet,kültür, bilgi, beceri, üretim, emek, saglik, sipor, vicdan, akil,
fikir, sevgi, saygi, toprak, yurt, onur, itibar, dayanisma, cesaret, egitim,
sanat ve nice nice paydaslari olan sosyal siyasal ve tolumsal iradeye itibarli
paylasma duygusu ve birebir hayata gecirilisi, UYGARLIGI KURUP YASATANLARIN
kutsal ve kurumsal kaynaklaridir. Orda saglanan hic kimseyi disarda tutmayan
yahut herkesi icinde sarip barindiran huzur, ayri gayriligi olmayan kadin, col
cocuk herkesin güvenli saglikli mutlu dünya siginagidir. Degilse, her toplum yön
durum ve tarafliligini adlandirip
ayristirarak, KADIN HAKLARI, COCUK HAKLARI, HAYVAN HAKLARI vs vs diye sonu
gelmeyen kovulmus parcalanmisligi AYDIN OLMAK veya ILERI DÜSÜNMEK pozuyla, tam
da istahini ezerek üzerek bogarak yalniz yitik yabanciya ayrismis kopmus
paramparcaliliktan UYGARLIGINI KURANLARIN bekledigi istedigi kurdugu ve
ayarladigi kulu köpegi olma sefalet
sosyeteciligidir.
Ayrica Türk CALISMA HAYATINDA is arama kaygisi olmayan ve
tuzu gayet kuru olan memurlarin orani iscilere veya hayati esasta üretenlere
kiyasla kat be kat fazladir. Buradaki yapan yönetenlerin de en az yaridan fazlasi
kadindir..Eger ona yönelik siddet varsa kendi kendini hatasi sabikasi nerdedir ,
arizayi yoklayip silkelenip sorsa ya..!
Paylasilmayan degerlerdir, veya arttikca artan borc yüklü, hovarda tüketimli
öykündügüne özenerek soyut varlikta sabit cisim göstermeye ( femin nötr türban
mürban karsilikli kapisarak birbirini yedekleyen sevismelere gibilere mesela ) kisi
veya katman kesim bazinda degil, herkesi tepeden tirnaga sorgulayip sorumlu
tutan.
Mesela, yalnizligini yutan ve bogan cözümsüz caresizligini
susturup avutmak icin, kendine yapilan baskiya bin katiyla gardiyanlik ederek
yitirip kaybettigi bütün insani degerlerinin BUZ DOLABI iliskisizligini, hayvanlari
sevmekten ziyade adeta hayvanlasarak ruh ve beden degistiren kulüpten
borsadan..
Yüzyillrdir DOGU MISTIZMI -BATI AKIL FIKIR GERCEKCILIGI diye
duya, TANZIMAT` tan DIVAN edep ve sanat edebiyatina hasil vasil kendi öz
kaynaklarindan kültür, kurum, alisanlik, arac, gerec, paylasim ve UYGARLIK kuramama sebebiyle, hep üfürsen
ucar kartonculuguna bina olan seylerin kendini yelleyip FISILDAYAN ve öyküsü
hikayesi olmayan muhtaciyla bugünleri BOP ESBASKANLIGI diye kurdu kuruldu ve hayatin
her yerine nufuz ederek kurumsallasti, kisi baz istasyonlu, toplumsal ivmeli,
yagma yikim ve talan.
Ve burada kiran kirana kutuplasip kurulmus BETONARME ve
SÜPER MARKA maskarasi hayatlri birlikte tüketerek karsit olanlar, hep bir IMRENDIGINE özenip
ÖYKÜNMEYI ve bu sayede rafta depoda vaizde panoda sitede kitapta karede kösede
bucakta görünüp kabul görmeyi kendine yasadigi hayatin onur belgesi sayan, bütün
kutuplar ve karsitliklar hem birbirini delik desik eden hir gür nizah dehset
nefret öfke patlamalarinda ayni kimyasal zehirleyenlerle besleyip büyüttügü kopukluktan
col cocuga karisip giderlerken; ve ortak yasam degerliligine birbirinden huy
devsirip duyarsiz ilgisiz cöp ve moloz artirir yigarlarken, dengesi düzeni
olmayan kurak ve kuru gürültüler istikrarsizliginda alismis kokusmus cürümüslügün
birbirinden ayrilmaz opmaz `tecavüzcüsüne asik` hallerini yasamakta ve yasatmaktalar.
Seyfi Karaca……..Ekim / 21