Bir hayale mahal verebilirsin hani,
hani, dünün küllerinden sağ çıkmayı beceren bir hayal ve somut bir algıya
dönüştürmek adına hissettiklerimi gerçi…
Duygu-devinim sarkacında bir boşluğa
denk düştüğüm aşikâr ve yılların yıpratamadığı hayal torbam bir de alt
belleğimin asla açmayacağım çekmeceleri yine de belli etmeden aşırıyorum bir
şeyler o kilidi vurduğum bir de kalbim elbette lakin sevmekten de
vazgeçmiyorum.
Hırpalanmış bir beden ve bellek ve
ruh üçlüsü kalbimi es geçtim ne de olsa ne o, benim boyunduruğum altında ne de
ben sadece rüzgâr olup esiyor duygularım ve sadece uçmakla iştigalim.
Saçımın perçemini ise son bir yıldır
arkaya doğru tarıyorum çünkü gözüme ilişip saçımın dalgalarında boyumu aşan
dalgaların da nazarında sadece kalemim dalgalanıyor elbet bir öncesinde
ay-yıldızlı bayrağım.
Bayrak dedim de…
Bana bayrak açanlar sindiler bir
süredir ve sinemdeki yaranın kabuk bağlamasını beklediğimden bu yana fazla şey
de duyumsamıyor hanidir uzun zaman.
Zaman çok afaki.
Mekân da öyle:
Mekânsız ve zamansız bir minvalde bir
rotada gidip geliyor aklım.
Süresiz bir zaman zarfında yerleşik
iken eksenim.
Zaaflarımı saldığım çayıra elbet
Rabbim beni kayıra…
Hal de böyle oldu mu pek randıman
alamıyorum duygu denkleminde genelde ikilem yüklenip kısaca özet geçiyorum güne
çünkü içimdeki yazma aşkı ve kalemin kıvılcımı hani nerede ise söndü sönecek
sanırım yaşama sevincimle de ilintili ve son bir yıldır yaşadıklarımın
minvalinde gidenlerin ardından nal topluyorum ne de olsa bir yarış atı
mahiyetinde şekillendi benliğim en başta çocukluğum hep ıstırap çekti gerçi
çocuk kalbimi muhafaza ediyorum ama ç/ağlayan bir çocuk o, içimde saklı olan.
Hali hazırda nazlı.
Hali hazırda verilen komutlara riayet
eden.
Söylemek istediğim fazla bir şey yok
aslında baba ama sen rüyalarıma girdin mi…
Gel de ayıkla pirincin taşını:
Hem ben hem senin geride
bıraktıkların ve de küçücük ailem.
Can pazarı yaşanan son beş altı
yıldır ve canımdan can gitmişken Rabbime şükürler olsun ki ailemi bana bağışladı.
Bildiğin gibi diyemem baba çünkü ben
de bilmiyorum neyi bilip bilmediğini aslında anlatmak istediğimden de
şüpheliyim çünkü artık kimsenin gözünde anlam ve önem ifade etmediğimi canım
yana yana öğrendim hatta şartlandım.
Ben aslında bıraktığın gibiyim halen
kendiyle kavgalı ve eklenenler de fazlasıyla hırpalarken beni…
Üşüdüğümde giydiğim hırkan yok artık:
hani, halamın ördüğü ve sen kemoterapi alırken üşüyüp da hırkana sıkı sıkı
sarıldığın.
O hırkayı ören halamı da geçen sene
yanına gönderdik ve merak ediyorum orada da devam edip etmeyeceğinize
kavgalarınızın nihayetinde barıştığınız ve hiçbir şey olmamış gibi kaldığınız
yerden devam ettiğiniz.
Sana rüyamda söylediklerim için çok
özür dilerim ama o kadar dolu ki aklımın katmanlarında sıkışmış ne varsa seni
her gördüğümde yine sana patlıyorum çünkü başka şansım yok.
Gidenler var baba: benden gidenler.
Ben bile benden çekip gitmek isterken
gidenlerin dönmeyeceği malum bir o kadar merak ediyorum kendime ne zaman resti
çekeceğimi:
Hoş, öncelikle kendime rastlamalıyım
ki kendime de verip veriştirdikten sonra ne halim varsa da göreyim hani gerçi
her şeyi görüyorum ve hiçbir şey de umduğum gibi olmuyor.
Artık infilak etmiyorum annem
rahatsızlığından beri ve ben ve biz onu öylesine üzdük ki…
Canım feda anneme ve işte annem
yaptığı her iyiliğin meyvelerini topluyor ve o da ben de koşar adımlarla
Rabbimize ulaşmanın verdiği huzur ve şükürle sürdürüyoruz yaşantımızı.
Bildiğin gibi de olmayan çok insan
var hani çevremde tamamen bize sırtını dönen yetmezmiş gibi arkamızdan
bıçaklayan ama artık önemsememeyi öğrendim.
Yabancılar da hâsıl oldu hanidir ve o
yabancılar…
Karekökümle ruhumun kaçıncı kuvveti
ise çarptığım ve benim de o yabancılardan ağzımın yandığı gibi…
Bunları geçelim baba: sen nasılsın bu
arada?
Biliyorum ki üşüyorsun keşke o gri
kalın hırkayı senin yanına gömseydik gerçi ben pek çok şeyi ve duyguyu seninle
birlikte gömüp bir de üstüne kat çıkmışken mümkün mü üşümemen mümkün mü benim
de üşümemem?
Askıya aldığım çok şeyi de elimine
ettikten sonra hayatımdan ve hayal kurmaktan da vazgeçmişken…
En kötüsü de bu işte:
Hayallerimle restleştiğim yine de
yine bir iki hayalimi muhafaza ediyorum annemin eşliğinde gerçi annem de hayal
kurmadığını hep söylese bile onun da hayalleri var ve gözlerinden anlıyorum ne
zamanki dile getirse.
Ve bir sabah bir gün onun yeniden
yürüyebilmesini ben de için için temenni ediyorum ve tüm kaygılarımı ondan
gizleyip hiçbir şey yokmuşçasına süregeliyor konuşmam.
İnzivada geçen hayatımdan da ötesi
inzivanın da inzivası gel gör ki sırça köşkümde gel gör ki kozamda bile yakalanıyorum
insanlara ve işte ipin ucunu da kaçırdım mı sil baştan:
Tıpkı bu gün de öyle olduğu gibi ve
ben kendime verdiğim sözün arkasındayım ta ki çocukluğumda keşfettiğim ve işte
o kâşif ruhuyla halay çekiyorum duygularımla ve çökertme oynuyorum aslında işin
rengi değişmişken ben hala aynı kalmanın savaşını veriyorum ve işte baştan
kaybettiğim oyun çünkü değişim sürecinde herkes farklılık yaratırken ben
farkındalığımla nerede ise tüm cihana kafa tutuyorum.
Seninle kafa kafaya tokuştuğumuz gibi
ve kafamın dikine gitmenin verdiği huzur ve coşku ile belki de kendimi canlı
canlı toprağa gömüyorum.
Sanırım sana daha çok dua
göndermeliyim çünkü huzursuzluğunu seni rüyamda gördüğümde hissediyorum ve
aklımdan geçen geçmeyen ne varsa sana yükleniyorum, baba ama hayat da bana
böylesine yüklenirken huzurlu bir uyku kolay mı sanıyorsun?
Ve işte bir mektubun daha sonuna
geldim ama okuyacağına eminim ve annemin yaşadıklarının sana malum olduğuna
dair de tek şüphem yok iken ve de elimden gelen bu kadar iken ve sözümün
arkasındayım baba:
Seni seviyorum, baba sevgi ikliminde
uçuşan bir kelebek gibi ve kelebek ömürlü bir yazının da her kelimesi ile
arkasında iken kalemimin bir o kadar sefil kalemim benim arkamda iken gerçi son
bir yıldır kaleme de hakkını veremediğimi düşünüp o denli üzülüyorum ki…
Lütfen imla hatam varsa bile düzeltme
hiçbir imla hatamı, baba ne de olsa senin gözünde hep hatalı hep eksik idim bir
o kadar seni sevdiğim kadar bana bıraktığın her şey adına da minnettar iken ve
yeniden görüşene değin kendine iyi bak, baba ve lütfen sık sık girme rüyalarıma
elbette tüm dualarım seninle…
Gerçi rüyama girmesen bu yazıyı
yazıyor olmayacaktım ama…
Kızın…
Gülüm’ ün…