Zikrime şahit fikrimden firar ettim
gecenin minnetinden değil yüreğimin hikmetinden sorgulanmak adına sezilerimden
damlayan her sızı ve metruk hecelerin değilken yabancısı.
İstifli yaşın ve yasın mağduru:
Gölgemi hüznüme peşkeş çektiğim
varamadığım diğer yakası gönlümün…
Ben ki:
Surlarına serili şehrin.
Ben ki:
Ziyadesiyle ölgün ve yiten ömrün
duvağından dökülen sisi ve her zerreyi bir batında da doğdu mu gün ve gece ve
işte haresi mevsimin ve işte harı yüreğin kefil olduğum kadar içimin
temizliğinde açan bir şakayık içtiğim hüzün şerbeti ve devrandan ayrı düşme
kaygısını da sonlandırıp kulpu olamadığım değil hayatın varsa yoksa inancımla
tutamağım iken yüreğin seyrüseferi.
Edimler.
Adımlar.
Ardıç düşler.
Kepaze yenilgileri iblisin meleklere
öykünen iç sesimden s/üzülen nameler.
Temkinli yaşamanın firarı varsa yoksa
kendimden ve işte vücut da buldu mu yalnızlık ve büyüyen bir iman gücü ve hüzün
ertesi çatlamışken sabır taşım varsın çatlasın ahvalim orta yolu bulamayan kim
ise kendimden öte kendimi kucakladığımın ön sözü ve öz verisi endamları yitik
bir yabancı bilsem de yalnızlığı.
Mütereddit bir varlık aşkla pekişen.
İsyanı iblisin bense inançla sevgiye
şerh düştüğümün ertesi.
Bakracı kayıp.
Cihanın yitik endamı varsın olsun
ayıp.
Közünde sözcüklerin ve işte tek kozum
iken sevgi kozamdan ayrı düştüğüm kadar içimi üşüten o esinti.
Kıblem.
Kabrim.
Kinayesi zalimin.
Kindar nefsine tapan iblisin nasıl ki
yok ederi…
Efsunlanmış şafağın şakağına dayalı
kalemim.
Kelamı yitik iken ahvalin ve
bilinmezin ertesi nefesini ensemde hissettiğim ölüm meleğinin şart koştuğu iken
sona ramak kala ve Rabbimden gelen ne ise başım gözüm üstüne, demenin verdiği
huzur ile yoluma devam ettiğim.
Günün perçemi.
Aşkın peçesi.
Sözcüklerin pençesi.
Ve işte devinen ilham perim ve tek
derdim tüm servetim…
Sözcükler vakur.
İmgeler kaçkın.
Şiir bazen metruk.
Ve de bir meczup iken şair…
Mısralar aştığım mizacımı yokladığım
mihenk taşı ömrün kodaman gölgelerin kanattığı bir yaradan sızan sızı ve acı ve
her hece öylesine bir minval ki çöken gecede saklı bilinmezin değil mi ki bir
rivayet olmadığı kadar hidayete ulaşmanın ta kendisi.