Sen, şimdi orada, yağmurda soğuktasın.
...
Dayanamazsın...
Seni, üşür bulurum oralarda...
Sonra, yakar beni soğuk-soğuk terlemeler.
...
Aklımdasın sevda çiçeğim...
...
Seninle dolu ve de senden uzakta olmak...
...
Sensizlik çok zor mühür gözlüm…
Umutlarımın, yaprak-yaprak düştüğü zamanları yaşarım.
Ve bil ki, iliklerime dek yaşarım acıları.
...
Ayazda gezindim üşümek için...
...
…
İşte o anlarda, çektiğim acılarda, telefonum çalardı.
Uyanırdı yüreğimde uyuyan kuşlar ve kanatlanmak için çırpınırlardı.
Gel gör ki, tesellimin ilâcı, yalnızca bu kadardı...
...
Bilemezsin... Bilemezsin o saatleri gülüm, bilemezsin…
İşte o saatlerde, suyunu bulan çiçeklere dönerim.
Sesini duyarım ya, ”o yeter bana” derim.
Bilemezsin gülüm, sensiz ne çekerim, bilemezsin…
...
Resimlerin önümde, baktıkça titremekteyim…
Çaresizim nur yüzlüm. Çaresizim... Yüreğim prangada, işkencedeyim.
Hep seni, hep seni istemekteyim.
Ve bilirsin ki, sıkıldıkça o seven kalbin, ölümlere yenik düşmekteyim...
...
İşte o gün, bu gündür ki, uykuyu tanımadı gözlerim.
Korkar oldum gecelerden. Korktum uykulardan.
Gözyaşı şişem kırık, yüreğim kan denizi.
...
Sen, şimdi orada, yağmurda soğuktasın.
Bir gölün ötesinde, sınır boyundasın.
Biliyorum ki, oralardasın...
Kuzgunkıran Geçidi’nden ötede, belâlı topraklardasın…
…
Nerde olursan ol.
Ben, seni duyarım.
Gönülden gönüle köprüler kurmuşum sevdalım. Ben sana ulaşırım.
Yalınayak da olsa, yanında biter ve olduğun yere uzanırım…
Mehmet Cemal SAYDAM