Ters giden bir şeyler var.
        Deprem oluyor,ilk organize olanlar sivil vatandaşlar ve STÖ tarfik kazası oluyor ilk müdahele sade vatandaştan geliyor.Hatta bazı olaylarda -boşanma aşmasındaki şiddet magduru kadın misali- devletten ses gelmiyor.Bu tür olaylarda vatandaş devlet yetkilisi olurken, devlet teki yetkililerde sade vatandaş görüntüsüne dönüşüyor.
          Bu durumda ortaya çıkan görüntü, icraati olmayan eldeki leri süsleyip onarıp öne süren,atamacı ve izleyici devlet olarak, çıkıyor.
          Bu durum devletten değil atamacı ve kayırmacı sistemden kaynaklanıyor.
          O zaman sistem i durağanlıktan çıkarıp kendini yenileyen,zamanın arkasında kalmayan,yeni suç tip ve oluşumlara,buluşlara anında doğru tepki veren, bir yapı kazandırmak gerekir.

        Atatürk ün yeniden kalkıp gelmesini düşünmekte rasyonellikten uzaklaşmak demek olacağına göre yapılması gereken mevcut devlet yapısı refüze etmeden birimleri en uçnoktasından başlamak üzere etkin ve etkili hale getirmek gerkekir

        Yani türkiye cumhuriyetinin organizmasını oluşturan merkezi yönetim ve yerel den yönetim dediğimiz yapıyı reorganize etmek gerekir.
          Burada en uç noktada yer alan muhtarları,belediyeleri ve valilleri serbest güreştirmek lazım.
          Greko, biraz daha teknik ve estetik istiyor.Adı üstünde zaten batıya ait bir şey ve güreş te meşhur Türkleri alt etemeyince, bu yüzyılın başında batılılar bu stili ortaya koyuyorlar.
     Mevcut yapı ise ne serbest ne greko olsa olsa greko-serbo oda birşeye benzemiyor..
      Aktif devlet anlayışında en önemli unsur muhtarlardır. Okuma yazma bilmeyen muhasebe ve bütçesini dahi oluşturamayan köy muhtarlarını düşününce oralarda muhtarlık olmayacak.Muhtarlık tanımı sadece kente göre tarifi yapılacak
         Muhtarlar devletin gözü kulağı olmalı ,öyleki mahalleye yeni taşınanı mahalleden göç edeni dedektif gibi izlemeli o şekilde yetkili olmalı yeni gelenden geldiği Mahalle muhtarından belgesi yoksa mallara el koymalı ve depoya sevkini kağıt gelinceye kadar yapmalı.
           Böyle olmazsa hırlı mı hırsız mı geldi ?Bilemezsiniz
          Borçlu kolayca adres değiştirir,devletin icra iflas yasasını uygulayamazsınız,sanık kolayca adres değiştirir, davasını zamanaşimina uğratır ve vatandaş da devleti arar duruma düşer.
          Kanun uygulanmazsa insanlar hukuka ve adalete güvenmez ve kaos doğar. Şimdiki düzenlemede adres değişikliğini ilgili makama bildirmezsen ,eski adres yapılan tebligat geçerlidir. Bu durumda hak zayıatına yol açıyor. Düşünün hastanede yatıyorsunuz mahkeme kararı evde olmadığınız için muhtara  bırakıldı. 8 gün sonrada karar kesinleşti ve siz temyiz hakkını kullanamadığınız için kiracıysanız bir gelirsiniz eşyalarınız kaldırımda icra marifeti ile yola konulmuş ,yada bir anda ceza karar ı ile polis tarafından aranan kişi haliner dönüşürsünüz. Hukuk bu mudur.? Tabi ki ideal hukuk bu değildir..
             Aslında  zarar gören yine devlet.
              Devlet zarar gördümü vatandaş tan korkma ,devletin kendi içindeki uzuvların dan kork.
              Zira devletin işlemediğini ilk gören bu uzuv da yer alanlar ve biraz da kötüniyetliyse yandım allah.
              Bu bakımdan,mahallenin muhtarı çok önemli vede hayati bir mesele.
             Bu kurumuda öyle düzenleyeceksin ki kişi başka bir iş yapmayacak tek işi muhtarlık olacak,yardımcıları ve aracı olacak   ve polis yetkisine de sahip olacak.seçimle iki yıllığına işbaşı yapacağı için herhangi bir vesayet makamı olmayacak çalışmayan muhtarı n vesayet makamı sadece vatandaş olacak.referandum la ,görevini kötüye kullananı, görevin den alacaksın.

       Tabi ki herşey daha güzel bir türkiye de yaşamak için İngiltere de doğan bir çocuk doğarken benim çocuğumdan daha şanslı olamaz.

( Mahallenin Muhtarı başlıklı yazı HALİLİ tarafından 19.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.