Anayasa madde 10 da belirtildiği şekli ile herkes kanun önünde eşittir. 
              Eşitlik, eşit şartlarda eşit muameleyi gerektirir.
              Hukuk sistemimizde kişi, gerçek kişi ve tüzel kişi diye 2 ye ayrılır. Ana rahmine sağ doğmak kaydı ile düşen herkes gerçek kişi olarak değerlendirilirken, şirket , kooperatif ,dernek gibi kuruluşlarda tüzelkişi olarak değerlendirilir.
             Bankalarda anonim şirket şeklinde yapılanması zorunlu olan bir tüzelkişiliktir.
             Bankalar, sistemin oturduğu bir ülkede korunulması gereken en son kurumdur.        
             Bankalarda meydan gelen bir araz,gelişmekte olan ülkelerde , tüm sistemi zedeleyebilir. Ama önemli olan araz meydana getirmeyecek,şekilde onların yapılanması ve tüm şekli ile öngörü sahibi olarak faaliyet göstermelidir. Bu öngörü de tabiî ki koruma ile sağlanmaz,koruma sadece şımarıklığı getirir.
              Sonra serbest piyasada, şirket faaliyetlerini ,başarılı olup olmamarını KORUMA  değil,PİYASA ŞARTLARI  belirler.
              Koruma,efendilerine hizmet için kurulan kurum ve şirketlerin efendilerini,köle haline getirir.
             Tıpkı şimdi köylere giden postacıların sadece İCRA TEBLİG ZARFLARINI  götürmeleri gibi….
             Demografik yapıda, herkes bulunduğu yerde gelişecek ve zenginleşecek,sen köylüyü kente kaçırırsan ,kentteki adamı en güzel TEŞVİK kanunu dahi çıkartsan, gerisin geriye döndüremezsin.
             Dönüş sadece Ferdi nin şarkılarında olur.

             Bankacılık sektöründe ,sermayenin %60 nın yabancılaştığı günümüz Türkiye sinde  devlet, bizzat vatandaşın boynunu tutuyor;Nasıl mı?

-          Yok temerrüd  faizi,işleyen faizin iki katı olarak,imzalı sözleşşmeye gereği uygulanıyor,

-          yok yaptığın ödemeler, öncelikle Borçlar Yasası 84 e göre faizden düşüyor,

-          yok tüm borçlarını kapatmazsan, borçla alakası olmayan ipoteğini çözmüyor,

-          yok 65 yaştan yukarısın, diye kredi kullndırtmıyor,

-          1 yıllık sağlık sigortan, Allah korusun kansere yakalanırsan yenilenmiyor,

-          kendi camlarını,masalarını sene sonu vergi maliyetleri çıkmadan yenilerler.Karlılıklarını düşürüp daha az vergi vermektir asıl gayeleri.

-          Tezgahına gelir POS  mkainası koyar sen %20 kar etmezsin o komisyan der genel gider der kesintisi %20 yi bulur.

-          çek için para bloke eddirir, ödenmeyem cek için öngörüln 650 tl yi bile ödemez,

-          konut kredisi dersin 2.000 tl ekspertis alır dosya hazırlama diye para keser,a

-          Ama bunların hiçbirisine fatura kesmez.

            Bankaların Kredi kartları ve kredi sözleşmesi  ile vatandaşlarımızı nasıl esir aldığı ortadadır.
            En son bakir alan olan köylü vatandaşlarımızdı. Sonun da onlarıda bankaların kredi kart kısmına bulaştırmayı başardık . Şimdi köye giden postacının kucağı  İCRA ÖDEME EMRİ  nin yer aldığı zarflarla dolu. Ve KÖYLÜ bak postacı geliyor şarkısı yerine KAÇ POSTACI geliyor şeklinde, söylüyor.
              Dünyanın hiç bir yerinde kredi kart kuruluşları Türkiye deki kadar kar marjı ile çalışmamaktadır.
              Aylık %6 faiz oranı,bunun 2 katı tutarında yaklaşık yıllık %140 tekabül edecek şekilde temerrüd faizi,yapılan ödemelerin öncelikle faizden düşümü , 1 TL  cekeceksen bile 20 TL  nakit çekim ücreti.. Ana firmanın memleketinde bile böyle kralcılık yoktur.       

              Sadece bir bankanın havale bedeli tutarından oluşan, yıllık kazancının personel genel  giderini karşıladığını söylediğimizde, sakın dudağınız ucuklamasın. Ya da   yıl sonu yaklaştığında bankaların vergi yerine bir kaç yüz milyarı bulan bina tadilat ve tamiratlarını gider göstererek vergi yerine imaj tazelediklerini, söylememizde abesle iştigal olmaz.

             Tüm vergi ve harçlar kanununda yer alan muafiyet ve istisnalardan  yararlanarak dava ve icra takiplerinde normal vatandaştan daha cok güçlü olan BANKALAR GİDEREK  azgınlaşıyorlar.

              Harc ve masraflardan muaf olarak davalar acıyor,tedbir kararları alıyor,milletin birkaç kuşakta sahip olduğu fabrikalarına haciz uygulayarak, çalışmasını engelleyip,ticaret yapamaz hale getirerek  batırıyor.

               Birkaç kuşakta oluşan marka imajını, yerle bir ediyor.Bunu ,genel müdürünün gözüne,düşük riskle yüksek performansla girmek isteyen 25-30 yaşındaki genç adam şube müdürüne yaptırıyorlar. 

               Ve devlet de bizzat bu işe aracılık yapıyor. İcra memurları ve kolluk vasıtası ile istihdam oluşturan vergi geliri olan,yıllara dair üretim merkezlerini yok olmasını onun yerine yabancı marka ve ürünlerin doldurması vergi mevzuatı ile de destekliyor.

             Geçen denizli de en büyük tekstil firmasının batmasından sonra oradaki sanayici ve iş adamları şahsın, Denizli ye katkısı dolayısı ile onuruna yemek düzenlemiş ve şahsın gözlerinden yaşlar akıyordu.

             Ne için ?

            Ufacık bir büfe bile acsanız işini oturtmanız için yaklaşık 1 yıl gerekir.

            Koskoca bir sanayi devini, 30 yaşına kadar babasının ekmeğini yemiş, genç bir banka müdürünün yada banka avukatının insiyatifi ile ortadan kaldırıyorsunuz.

             Evet alacaklı her zaman haklıdır. Ama normal şartlar altında .80.000 TL  borca 300.000 TL  6 ayda temerrüd faizi uygularsanız artık ortada normal şartlar yoktur.

              İmtiyaz vardır. Kayırma vardır. Oysa Anayasa göre hiçbir kurum yada guruba imtiyaz tanınamaz.

               Sermaye olarak YABANCILAŞAN  bankalar , kendi ülkelerinde sahip olamadıkları HUKUKİ İMTİYAZLARA  ülkemizde sahipler.

            Anayasa 10 madde de kanun önünde herkesin eşit olduğu öngörülmüştür. Eşitlik ilkesine göre eşit işe eşit muamele gerektirir.

             Bankalar vatandaşa nazaran harc ödemez,ihtiyati haciz kararı alırken temniat yatırmaz,satışa katılır ,KDV bile  ödemez.

            Yerli banka olsa dersin tamam ama yabancı ülke sermayesine katılım her geçen gün daha da artırıyor.

SONUÇ………:Bu millet ilk defa 1856 ıslahat Fermanı ile Yahudi bankerlere borçlanmış ve 1876  yılında yabancıların egemenliğindeki mecliste özerklik-federasyon-bağımsızlık istekleri ile karşılaşmış ve ulu hakan Abdulhamit in meclisi kapatması ile bu nidaları kesmiştir. Bu ülke bagımsızlığı için özgürlüğünden vazgececek  milyonlarca insan vardır. Herkes haddini bilecek…

( Bankalar Neden Korunsun başlıklı yazı HALİLİ tarafından 24.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.