kaçıyorlar bulutların ıslattığı sokaklar

ışık küle düştü düşeli,

tunç gagalar yeşertiyordu kundaktaki çığlığı

tül bakışlarla sulanmış her yer

sonsuz nefes bekliyordu ata yurdunda

 

arkasına bakmadan kaçıyorlardı

toprak boşluğundan ölüm gözetler diye

gölgelere saklanmış karanlık fanusla

boğulan sahipsiz gözler aynı evdeydi

terk edilmiş işaret levhalarında saklananlar

bir karışlık yolda emekliyorlardı

kan bağışındaki sağlam iskeletlerle

şaheser dilimli genç kuklalar yeni gelmişti

ter dökmüş yosun kayalıklar

kalpten damlayan şarapneller

el ele serpilmişlerdi kekik okyanusuna

sahiplenemediği bahçe ıstırabıydı sadece!

 

ruhu yanmışçasına kaçışıyorlardı..

kınından sıçrayan bir kalem

ucu açılmamış kılıçla hemdost

geceyi bir kaleme bağlayamam

gündüz düşmanını bana gösterdiği için;

gece ise hiç bağlayamaz kalemimi

sonsuz fişekler patlarken iç’te..

mavi martılar ne yapsın kızgın çölleri

deniz ateş ateş köpürürken

dili kesilmiş kaşık tadamaz tabağın içindeki baklayı

çıkartamaz yemeğin hazzını

ağızdaki ramak,ruha dilbeste olmuşken

 

mumu üflercesine ateşten de kaçıyorlardı

neydi bu kalabalık seslerin soğukluğu?

hangi filinta kalemi kor etmişti

sakat kanatlar kan gibi damlamazken

ölüme serum vermek bir düğüm nakarat!

 

                            Gürsel ÇOPUR

( Ölümü Yeşerten Gassal başlıklı yazı Gürsel ÇOPUR tarafından 27.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu