Mecali kalmayan gözler yer üstünde aksa da
Toprak bir bekçidir,budur vefa
Kimse küsmesin kesik kiremitle yuva kuranlara
Bu da bir özlemdir topraktan içeri..
Halkası gizlenmiş etekli gölden geçenler
Bir arzunun çığlıklarına kulak verirler
Islak iskeletten taşmayan damlalardır borçlu olan
Dil davet çıkartmayınca leziz ikindilere..
Bir ikindi ötesi gölgesiyle tıklar kapıyı
Şaşmaz kutuya heyecan sığmayacaktır
Zamanın yakasına yapışan hep bir ihtiyar olmayacaksa
Baston gölgesinden kaçanlar şimdi nerelerdedir..
Kusura bakmasın mezardaki anneciğim
Elif nakşında sonsuz şefkatini kucaklayamadım
Sıska avucumla “mabed” e su taşıdım
Şadırvan tebessümünde bir ayna görmüş iken..
Yeşerir tabiî ki misafir düşler,
Toprağa gömülü olmayan kalem meyve vermişse
Suç aramamalı papatyayı sıvazlayan meltem eşiğinde
Sır sultanlığı zaman sütunlarında dolaşacaktır
Meyve,dalına küsmediği müddetçe..
Gürsel ÇOPUR