Evet bugün okullar açılıyor. Ben de çocuklar gibi heyecanlıyım şimdi. Sanki kanat takmışım bir kuş misali uçuyorum.

Yaz mevsimi kollarını güz mevsiminin kucağına atarken, senelerdir yaşadığım aynı duygu kasırgası, hiç değişmedi.

Evet bugün okullar açılıyor.

Altı yaşımdan kırk yedi yaşıma kadar – hayal hanemde değil- bizzat oynadığım gerçek ve sevgi dolu bir tiyatro eseri…

Ama altı yıldan beri bu eserin aktörü olmaktan uzağım. Sadece hülyalarımda oynuyorum bu eseri…

Nasıl mı?

Hadi ben anlatayım, sizler de takip edin.

Emekliye ayrıldıktan sonra her okul açılışlarında sabah kuşlarının sesiyle uyanır, sanki okula gidecekmiş gibi takım elbiselerimi giyer ve aynanın karşısına geçerdim. Sanki öğrencilerim karşımda duruyormuş gibi aynamda onların nefes alışlarını hisseder ve “ Sizleri çok seviyorum ! “ diyerek kendi kendimi kucaklardım. Bu alışkanlığım altı yıldan beri hiç değişmedi.

Ama bu sene, ama bu sene!Evet bu sene aynamda farklı yüzler görüyordum. Gizli Özneler, Ayşenur Kayalar, Mustafa Kılınçlar, Gülden Çisemler, Güvercinler, Safiye Samyeliler, Dehlizler, Habibe Cesurlar ve daha niceleri…Onlarla çoğalıyordu aynam. Sevdikçe seviliyor, ördükçe örülüyordum.

Bu sene aynam sessiz kalmadı. Hep haykırdı durdu. Aynam taşarcasına yüreğime sevgi çiçeklerini zerk ediyordu.

Bugün seher çok başka canlarım. Bugün duyduğum türküler de çok başka. Sizlerle büyüyorum, sizlerle çoğalıyorum.

Ohhh Allahım! Ne büyüksün sen! Ben bu kadar sevgiye layık olmamama rağmen bana neler bahşettin!

Ey hislerimi anlamaktan uzak, kahpe dünyanın katranlaşmış çiçekleri!

Sorarım size, siz mi mutlusunuz, ben mi? Siz mi zenginsiniz, ben mi ?

Haykırıyorum size! BENİM ZEN GİN BEN… Geleceği aydınlatacak yakutlar ellerimde,kucağımda, yüreğimde…

Siz anlayamazsınız bunu. Çözemezsiniz de… Hâlâ ( sözüm meclisten dışarı ) “Yağdı yağmur,çaktı şimşek “ lerin sığlığı içindesiniz. Bu gönüllerin içinde ne fırtınaların koptuğunu siz bilemezsiniz, ben bilirim. Bu konuda zerre kadar mütevazı değilim.

Neden bildiğimi şimdi tek tek anlatacağım:

Safiye Samyeli Kardeşim: Aynı yolda iz sürdük. Derlerimle dertlendi, çilelerimle ortak oldu. Okudu, yazdı,çizdi,karaladı. Yılmadı,pes etmedi. Aynı babadan, anadan doğma olsaydık belki bana bu kadar yakın olmazdı. Uyarılarımı hiç kulak arkası etmedi. Şimdilerde hece yazıyor. Henüz istediği derinliklere ulaşamadı ama ulaşacak. Hatta aruza da geçecek. Benden bu konuda ışık bekliyor. Vereceğim can bacım, hiç merak etme. Biz, seninle ne badireler atlattık. Ben, her zaman senin yanındayım.

Manevi Kızım Gizli Özne: Serbestin doruğunda bir istidat. Yanından hiç uzaklaşmadım. Şu anda da yanındayım. Edebiyat ve şiir adına devamlı görüş alışverişinde bulunuyoruz. Şu anda yazmaya mola verdi. Ama bir gün yine muhteşem bir dönüş yapacak, inanıyorum.

Mustafa Kılınç: Benim can Mustafa’m. Yüreğiyle konuşan bir güzel insan. Benim elimi tuttu, ben de onun elini tuttum. O da merdiven basamaklarını birer birer çıkıyor. Şiir kritiklerindeki ciddiyetine hayranım. Müthiş bir araştırmacı. Bu işi, mesleği edebiyat olanlardan çok daha güzel yapıyor. Şimdilerde heceye yöneldi. Ondan da yarın öbür gün mükemmel heceler okuyacaksınız.

Gülden Çişem: Yüreği kıpır kıpır, sevgilerini tertemiz bir dille anlatan benim can kardeşim. O da manevi evladım. Her gün bana el sallayan merhabası var. Gerçi ben zamanımın darlığından onun merhabasına karşılık veremiyorum ama o her zaman yüreğimde. Heceye balıklama atladı ama tam atladı. İlk gördüğüm hece şiiri çok güzeldi.

Habibe Cesur: Siteye girdiğim ilk zamanlarda Gizli Özne’den sonra, keşfettiğim ikinci kişi…

Derinlere kulaç atabilecek müthiş bir maya gördüm kendisinde. Neredeyse her gün selamlaşıyoruz ve görüş alışverişinde bulunuyoruz. Yarın öbür gün bırakın derinlikli hece yazmayı hikmet yüklü rubailerle karşınıza çıkarsa hiç şaşmayın.

Güvercin: Bayrağı devredeceğim genç meslektaşım. Umutlarımın kardeşi sevgi yüklü evladımdır o benim. Cemil Meriç’in estetiğini yakalamış müthiş bir kalem. Yorumlarıyla kalbimizde taht kurmuş kalem kraliçemiz. Ben de yorumları yazarken, kimi zaman onun üslubundan etkilenerek hep yorumlar yazdım. Yarın onun da güneşi daha fazla parlayacak, yürekten inanıyorum.

Dehliz: Yazdığı her dizesinde sevinç ve mutluluk gözyaşı döktüğüm kıvrak bir kalem. Ben, onu okumaktan büyük bir keyif aldım. O da yarın çok daha güçlü noktalara gelecek. Onun sinyallerini almaya başladım bile.

Ayşenur Kaya ( Karakız): O da benim gibi yürek çığlıklarını hal diliyle gösteremeyen ama yazdıkça çoğalan, çoğaldıkça yazan, kalemi şelale gibi akan kara kızım. Onu geç ve güç tanıdım ama tam tanıdım. Yazılarını ve şiirlerini tekrar tekrar okuyorum. Nefsime ısrar ederek de olsa yine tekrar tekrar okuyacağım.

Peki sadece bu kadar mı?

Elbette ki değil…

Kimi zaman yollarımız ve üsluplarımız farklı da olsa “ Sevgi “ menzilinde kesiştiğimiz Ülkü Ahiska, Omarım, Zekeriya Efiloğlu gibi meslektaşlarım;

Adem Efiloğlu, Seyrani, Fatma Türkdoğan, Melahat Temur gibi dostlarımla her zaman el ele gönül gönüleyiz.

İşte Kahpe Dünya!

Benim servetim bu. Necip Fazıl’ın dediği gibi, sonunda ne rütbe ve ne de malın olmadığı bir yolculuğa çıkmışım.

Benim eserim bunlar. Benim sermayem bu. Sen ne yaparsan yap, beni mağlup edemeyeceksin. Çünkü bugün aynama bakarken çoğaldığımı hissediyorum.

YENİ ÖĞRETİM YILI TÜM MESLEKTAŞLARIMA VE YARININ EMANETÇİLERİNE HAYIRLI VE UĞURLU OLSUN… Ömer Öner ( Emekli Türkçe Öğretmeni )  

 

 

( Bugün Okullar Açılıyor başlıklı yazı pervane tarafından 19.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.