Gün gelir
yanar ışık yürekte ve hislerde,
Deryaların
serilir avizeler altında.
Rahmet yağmuru
yağar nefeste ve seslerde,
Mevsimlerin derilir avizeler altında. ( Avizeler
Altında )
Kim diyor
geceler katran sağar diye. Allah, öyle bir Allahtır ki, geceleri mehtap ve
yıldızlarla süsler. Umudun tükendiği anlarda yüreklere sevda zerk eder, aşk
zerk eder. Kararan ruhları aydınlatır. İzzetin en doruğunu sunar Âdemoğluna.
Kim diyor
yüreklerde hüsranlar baki kalır diye. Gün gelir yüreklere ışıklar girer.
Gecenin koyusunu alır üzerimizden ve şafaklar sökülmeye başlarken seherin
başlangıcında tespih tespih bülbüller ibadet eder. Mabedin kapısında coşkun bir
sel halinde içeriye girersin. Güvercinin beyaz kanatlarında cennet kokularını
hislerine sevk ederek adım adım huzura doğru yolculuklar yapmaya başlarsın.
Şadırvanın
şırıl şırıl akan sesinden mest olursun bir sabah. Yüreğinin paslığı gider.
Malazgirt’te,Kosova’da,Varna’da ve hatta İstanbul’un fethinde hissedersin
kendini. Nesimi gibi “ Enel Hak “ saadetine erersin, Yunus gibi Taptuk
dergâhına adımlarını sıklaştırırsın.
İşte bu
duygular içinde açarsın mabedin kapısını. Avizelerin seni okşayan parıltılarını
görürsün. Gözlerinden boncuk boncuk yaşlar dökülür. Derya içinde deryayı
bulursun. Dudakların zevkle kıpırdar. Âlemi unutarak geniş vadilerin içinde
yakut ve elmaslarla halvet olursun.
O an selam
verir sana Edebali, selam verir Çanakkale. Şehitler, gaziler,
yarenler,sultanlar toplanır etrafında.
Sesler
başkalaşır, nefesler başkalaşır. Âlemin dışına taşarsın. Hayal bile
edemeyeceklerin gözlerinin önüne düşer. Mevsimlerin ıstırabı yüreğinde yavaş
yavaş diner. Ve sonunda avizelerin ışıkları, gönlündeki katranı alır götürür.
Hislerinde saadet raks eder.