Sıradan bir çiftin oturma odasındayız. Adam televizyon izlemekte. Akşam yemeği yenmiş. Kadın ;

- Aşkım
- Efendim canım
- Beni seviyor musun?
- Nasıl?
- Beni seviyor musun dedim.
- Evet seviyorum.
- Peki bana bunu neden söylemiyorsun.
- Ya dur Fatma ya, yine başlama.
- Ben hep durayım zaten. Sen beni sevmiyorsun.
- Bak yine başladık.
- Başlarız elbette. Sen beni sevmiyorsun. Sevsen söylerdin.
- Fatma şuanda film izliyorum.
- Tabi film benden daha değerli değil mi? Madem beni sevmiyordun neden evlendin?
- Saçmalama lütfen.
- Sıkıldın mı yoksa benden.
- Nerden çıktı şimdi bu?
- Sıkıldın sıkıldın ben biliyorum. İşten eve geç gelmeler filan.
- Ne yani senden sıkıldığım için mi eve geç geldiğimi düşünüyorsun?
- Tabi. İlk evlendiğimizde hemen gelirdin eve.
- Günahımı alma, işler yoğun bu ara biliyorsun.
- Başka birisi mi var Murat?
- Hayda!
- Varsa söyle, yol yakınken dönelim.
- Nerden dönüyorsun sen ya?
- Sesini yükseltme bana. Sen benden sıkıldın biliyorum.
- Vallahi sıkılmadım aşkım.
- Aşkım deme bana. Sen git o televizyondaki açık kadınlara aşkım de.
- Ne açık kadını ya?
- İzliyorsun ya işte.
- Aşkım bu bir savaş filmi.
- Savaş mavaş. Ben bilmiyor muyum zannediyorsun.
- Aşkım Allah’ını seversen dur.
- Benimle hiç ilgilenmiyorsun.
- Nasıl ilgilenmiyorum?
- Sıkıldın sen benden sıkıldın. En son ne zaman beni dışarı çıkardın?
- Ne var bu dışarıda anlamıyorum ki? Evimizde otursak ne olur?
- Üst katta Remziye’nin kocası her akşam yürüyüşe çıkarıyor Remziye’yi. Bizimki? Sanki kırk yıllık evliyiz.
- Ben bu Remziye’nin kocasına bir gün dalacağım ama dur bakalım ne zaman.
- Şans yok bende şans.
- Saçma sapan konuşma. Geçen hafta düğüne gitmedik mi?
- İyi ki bir düğüne gittik. Sen ona gezmek mi diyorsun.
- Otur oturduğun yerde.
- Sen beni sevmiyorsun.
- Usandım artık ya.
- Bak kendi ağzınla söyledin. Demek benden usandın.
- Senden değil dırdırından usandım.
- Ne yani ben dır dır mı ediyorum?
- Ya ne yapıyorsun?
- Tamam Murat, sen filmini izle. Daha da benim yanıma yaklaşma.
- Ya Fatma ben bu evde huzur bulamayacak mıyım?
- Tabi ben senin huzurunu kaçırıyorum.
- Ben öyle mi dedim?
- Ya ne dedin? Hiçbir istediğimi yapmıyorsun.
- Tamam çıkalım hadi dışarı.
- Eheeeey, ben söyledikten sonra hiçbir önemi yok. Sen kendin çık dışarı.
- Ya ben dışarı da ne yapacağım.
- Bilmem, o televizyondaki çıplak kadınlarla buluşursun belki.
- Of ooooof of.
- Ofla Ofla ya ben ne yapayım?

Ne olacak bu kadınlarla erkeklerin hali?
( Ömür Törpüleri (Başka Hikaye) başlıklı yazı MESUT ÇİFTCİ tarafından 17.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu