Şu sıralarda yazı yazmaya başladığımda, kafamı kurcalayan tek bir konu üzerinde yoğunlaşamıyorum… Bunu yeni yeni fark etmeye başladım…

Bu kadar çok bilgi kirliliği içinde, toplumun ve benim anladığım veya anlatmaya çalıştığım konular neler olmalı???

 

Hangi konuları ele almalıyım?..

Topluma hangi konularda mesaj vermeliyim?

Köşemdeki yazılar toplumu ne kadar teğet geçiyor???

Hepsi ayrı sorular…

Hadi hayırlısı umarım istediğim konuyu yakalarım…

***

Geçen haftalarda yağışların mevsim normallerin üzerinde olması Akdeniz bölgesinde, çoğu serayı yerle bir etti…

Birçok kişiye ekmek kapısı olan bu bölgede, olumsuzlukların yaşanması, yaş sebze fiyatlarının da yükselmesine neden olmuş olmalı…

 

Bu bölgede kış aylarında bu kadar çok seranın olması benim dikkatimi çekti…

 

 Ya sizin?

*

Çok değil bundan 10–15 yıl geriye gittiğimizde kışları en çok yenilen sebze ve meyveler nelerdi?

*

Taze kabak, bir kırmızıbiber, çeşit çeşit dolma biber ya da yaz sebzelerinin babası domates bu kadar marketlerde pazarlarda var mıydı?

 

Hiç sanmam, bu kadar yaz sebzesinin o zamanlar olabileceğini. Hatırladığım kadarıyla, o senelerde kış sebzelerine göre, fiyatlar daha pahalıydı. Belki de talep yoktu. Belki senelerin verdiği ağız tadı alışkanlığından kopamıyorduk… Kurutulmuş sebzeler geleneksel Trakya ve Anadolu mutfağının bir parçası. Özellikle doğu ve batı bölgelerinde yaz aylarında her evin balkonunda iplere dizilmiş sıra sıra patlıcanlar, fasulyeler, biberler, bamyalar kurutulurdu…

 

Domates kurusunu herkes bilir,  uzun süre güneş altında tuzla pişer, iyi saklanırsa en güzel kış yiyeceklerden biri olur. Kızgın tavada önce domates kurusu kavrulur, üzerine iki de yumurta kırdın mı yemeye doyamasın, kokusu için çıldıranlar vardır.

Geçmişte, 90’lı yılların ortasında bir gün, Türkmenistan’dan gelen kavun kakını yemiştim,  sanki biraz tatsız gibi gelmişti,  ama ne olursa olsun kendine has değişik bir tadı vardı… O zamanlar Türkmenistan’dan gelen kişilere” sizin orada meyve suyu ya da nektarı yok mu?diye Sorduğumda. Sadece büyük marketlerde ya da gelir seviyesi yüksek olan kişiler aldıklarını söylemişlerdi. Kendi kendime diyordum bu ülkeler ne kadar geri ne kadar sanayisi az gelişmiş, belki de yanılmıştım.

Bizde 90’lı yılların başında, başlayan sera ürünlerinin artışı 2012 yılına girdiğimiz şu günlerde doruk noktasına ulaştı…

 

 

Şimdi soruyorum…

Bu günlere geldiğimizde ne oldu da, bu sera ürünlerinden kopamaz olduk?

 

—Pratik olmasını mı sevdik…

—Yaza bahara özlemimiz mi arttı?

— Acaba evde yapılan sebze kuruları ya da sanayide üretilen konserveyi senelerce sevemedik mi?

— Konserveye rakip mi çıktı?

— Konservenin saltanatı bitti mi?

— Konserve mi? Yoksa Sera sebzeleri mi daha sağlıklı? Yoksa her ikisinde de mi sorun var?

Her sebze meyveyi mevsiminde yememiz dileğiyle...

 

 

Sağlıcakla kalın!..

 

( Sıcağa Özlem... başlıklı yazı tredi tarafından 1/24/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu